Gülüm!...
Yaralıyım dağda ceylan misali
Sanki sensiz kalbim atmıyor gülüm! Bahtımız çok gördü bize visali Oklar hedefini tutmuyor gülüm!... Aşkını zehirle kardın da verdin Gönlümü kırk yerden yardın da verdin Tuz buz ettin kalbi, sardın da verdin Doğan güneş huzur katmıyor gülüm! Çileyle yoğruldum, bezginim ey yâr! Gölgeni iz ettim, gezginin ey yâr! Uzağına düştüm, üzgünüm ey yâr! Yüreğim vuslatı tatmıyor gülüm! Zehrini nûş ettim dermansın diye Gemiler yüzdürdüm ummansın diye Senden sana kaçtım limansın diye Uzaktan seyretmek yetmiyor gülüm! Çarmıha germişim duygularımı İkiye bölmüşüm uykularımı Hicranın çoğalttı kaygılarımı Hiçbir şey teselli etmiyor gülüm! Gönül mabedinin mihrabı sensin Sevda çöllerinin serabı sensin Son sığınağımın türabı sensin Gönlümün bacası tütmüyor gülüm! Sevdanın kemendi boyna dolandı Her şey bir rüyaydı, her şey yalandı Zülfün yağlı urgan, sanki yılandı Bakışın gözümden gitmiyor gülüm! Hiçbir şey silemez hicran pasını Bulmak müşkül ey yâr senden hasını! Bir ömür tutacak bu kalp yasını Gönlümün çilesi bitmiyor gülüm! Çöktü gönül evim, direğim kırık Bir başıma koydun, yüreğim kırık Her şey yarım kaldı, ereğim kırık Bülbül tutsak olmuş, ötmüyor gülüm! M. NİHAT MALKOÇ |