* * * Biliyorduk * * *
her şey bizdendi, bizden hasıl olmuştu bilirdik
bilirdik de yine köhne kıyılarda olurdu demirlememiz önce iki yabancıydı bakışlarımız iki alıcı kuştuk kendi içimizde yakınlaşmamız nasıl oldu anlamadık anlayamadık gizli gizli büyüyen sevdamızı yanık kokularından bıkmıştık bıkmıştık hayata ettiğimiz küfürlerden bu yüzde tatlıydı dokunuşlarımız acıyı bol kepçeden yemiştik nasıl olsa ne gerek vardı bir daha aynı tada… nerde koptuk, nerden yeniden buluştuk ilk sarılışımız ilk öpüşümüz ne vakitti bir türlü hatıra defterimize yapıştıramadığımız… öldürmüştük, dilimiz cellat olmuştu yıkımı yavaş yavaş hazırlıyorduk gene sen gece musikisinde ben çaldığın musikinin telindeydim her dokunuşun canımı acıtmıştı anlatamamıştım… ayrıldık senle, neden neydi ikimizde bulamadık lal oldu dilimiz lal olan sevdamız gibi ellerimiz yine yabancı dokunuşlara kaydı biliyorduk üstümüze giydiğimiz şehir elbisenden sıkılıp bilmediğimiz bir mekanda yeniden yabancı bakışlarda buluşacaktık… ayrılığı biz istemiştik, telafisiz kalması için akşamlarımızın deneyecektik, kurtulacaktık alışkanlığımızdan bir makineye dönüşmeyecekti duygularımız ne de duyguların saldırısına uğrayacaktık başaracaktık ayakta duracaktık yapamadık! her gecenin sabahında tende sıcaklığı ellerdeki dokunuşları aradık eski sevdalarımız gibi üstünü kapayamadık derin sevdamızın… buluştuk, hava mevsimiyle baygındı kaldırımlar ezikliğin kaldıracında mahzundu sen yabancı bakışlarda ben yabancı dokunuşlarda tutsaktık anlamıştık artık iki yaralı soluktu dudaklarımız sadece tebessümü ıslatıp alınlarımıza bıraktık biliyorduk daha vakit vardı çünkü hala kanamaktaydı zehirli sevdamız… iki silahşör gibi sırt sırta verip yürüdük aynı anda oldu geçmişe bakışımız sonra yine bir tebessümle hayata daldık biliyorduk biz bu buluşmaları yaramız kapanan kadar yaşayacaktık… İlknur Köknar(Sokak Kaçkını) |