vurgun yemiş gibiyim
keşkeydi meşkeydi bunlar boş şeyler
yüreklerdeki acıyı artırmaktan öteye geçmez insan kaçtıkça kendine yakalanırmış.!!! en hassas noktasından vurgun yemiş insanların, deruni kalbi boşluklarının yüreğinde bıraktığı hasarlı, çöküntü oyukları ancak, başkalarına yardım yaparak ruhlarını onarmaları ile, belki biraz sükunete kavuşabilir. kabukta bağlasalar yara izleri silinmez hiçbir şekilde besbelli durur.atılan çizikler ancak, gönülden avuçlara dökülen dualarla iyileşir... şimdi sen gidiyorsun ya, sarp kayaların arasından keser seni sarp kayaların ağızları içini keser gibi eser ruhunun derinliklerine doğru, gece rüzgarları, işler iliklerine kadar ve üşüyen içini doldurur, gece ayazı ama sen; şafaklar geç sökse de, yüreğini ortaya koy ve devam et yoluna... insan çiçeği diyorum dağlanmış yüreklerde açar mı acaba? yola mı çıkıyor insan,önce yüreğini doldurmalı. ki; keşke yüreğimizin ufkunu kirlenmemiş çocuk masumiyetinin duru,dupduru bakışları ile takviye edebilseydik. biz, kendi göğümüzden rüzgar toplarız devşiririz çiçeklerden yara tozunu çiçeğin dilinden anlamayan özenmesin arıya biz, kendi yaramızı dua ile sararız. …… yusuf erdoğan |