Gülê nin hikayesi
Gülê nin hikayesi
Gülê uzak köylerden gelin gelmiş Yoksul babası başka bir köyün yoksuluna Gelin vermiş Güzel mi güzel ay parçası Boyu fidan beli ince yanaklar al almış Saçları altın sarısından kıvır kıvır tel telmiş Kadınlar hasetlerinden ona gavur kız dermiş Güzelliği zerafeti nazlılığı dillere destan olmuş Bütün erkekler onu görmek için bir yol ararmış Köyün ağası öyle bir yol bir hal çare arayıp durmuş Kaç kez yalnız bulduğunda meramını dile getirmiş Her defada o tatlı dil büyük vefa karşısında susmuş Gecesi gündüzü aklı fikir bu güzellikte kalmış Aradan zaman geçmiş Gülê’nin çocukları olmuş Derken ağanın yüreğindeki yangın hiç geçmemiş Bir gece kocası uzaklardayken şeytanını kuşanmış Topraktan damın bacasından kendini içeri bırakmış O gece ay yokmuş yıldız çıkmamış zifiri karanlıkmış Hiçbir pencere ışımamış hiçbir köpek havlamamış Rivayettir ağa sabaha kadar kalır sonra uyur Gülê altın saçlarını tel tel üstüne kesip doğrar Sonra ağanın yumuşak karnını bıçakla yarar Köy cenazesini kaldırır davasız mahkemesiz Hiç kavga olmamış kocası evini almış göçmüş Bir daha haber alınmamış hiç konuşulmamış Ahmet Coşkun |
Kalemin susmasın
______________________________Selamlar