AŞKA GEÇ KALDINbülbül figan eder güle derdini bilmez gülün ne çektiklerini suya hasrettir narin bedeni sararır yaprakları düşer toprağa uyanırsın seni saran gaflet uykusundan gidenin ardından ağıt yakmak nafile alacağını almıştır senden geri vermemecesine yalan ve riyanın olduğu sevgide anlarsın aynı nehirde yüzmediğini bilinmezlere sürükler akıntı seni açarsın yeni aşklara yelken uğradığın liman da bulursun yeni bir sevgili unutturur sana çektiklerini kahır dolu günler geride kalır boş yere vefa bekleme giden sevgiliden karşısına çıkan ilk kişiye diyecektir merhaba sunacaktır yüreğini çektiklerin yanına kar olarak kalır o mağrur duruşundan taviz vermez silahıdır gözlerinden akan yaşlar ne zaman ağlayıp ne zaman güleceğini bilir en zayıf yerinden vurur seni yandığı ile kalır yürek içindeki ateş erimez küllense de vefa mı cefa mı söyle hangisi silinmiyor yaşananların izleri aşka yine geç kaldın bak erteledin saati her zaman ki gibi güneşin doğmasını mı bekledin bizim buralar da güneş hiç erken doğmaz ki oysa sana geliyordum koşar adım dilimden dökülüyordu senli cümlelerim harcıyordum kelimeleri hoyratça seni tanımlamak tanımlayabilmek için sen gülünce notalar dile gelir takvimde ki yapraklar düşer kendiliğinden şarkılar döner hüzzamdan sevda türkülerine ... Refik 20 . 12 . 2017 İstanbul |
bilmez gülün ne çektiklerini
suya hasrettir narin bedeni
sararır yaprakları düşer toprağa
Karşılık görmeyen bir aşkın hüzünlü izleri yansımış satırlara, hep derim ya olmasın ayrılık ölmeden.saygılarımla...