Yorgun Düş(ünce)ler
Bir (z)amansız efkâr çöktü yüreğe
Gece yorgun düştü, tan yorgun düştü Gözlerim kanlı yaş döktü yüreğe Mâzi yorgun düştü, ân yorgun düştü Dem vurma ey gönül niçin, nedenden! Sual olunur mu geçip gidenden? Seneler intikam aldı bedenden Beden yorgun düştü, can yorgun düştü Önce nazar, sonra el ettin gülüm! Bir ömür kendine kul ettin gülüm! Bir girdin bir çıktın, yol ettin gülüm! Yolcu yorgun düştü, han yorgun düştü Sevda tohumları yandı, çürüdü Yürek küle döndü, ateş bürüdü Deli aktı kanım, beyne yürüdü Damar yorgun düştü, kan yorgun düştü Damlanın içinde ummanı gördüm Yanmayan çırada dumanı gördüm Kanayan yarada dermanı gördüm İffet yorgun düştü, şan yorgun düştü Düştüm ey vefasız, düştüm diline Gönlümü bağladım zülfün teline Kapıldı hakikat zannın seline Gerçek yorgun düştü, zan yorgun düştü M. NİHAT MALKOÇ |