VEYSEL VAKTİ
Dostum dedi ki, onca şiir yazdın, hep bekledim Veysel’e de bir şiir yazarsın diye, yazmadın, bir şiir borcun var...Eh borçsa ödenmeli dedim ve bu dörtlükle girdim, bakalım neler göreceğiz...
O kara topraktı, hem yeşil yaprak Karanlık gecede bir gül busesi Bu dünyadan gelip, geçti yakarak Bir ney iniltisi, bir pınar sesi Aşkın aşakası, sevdanın piri Sarıp sarmaladı bütün dalları Ölünce de insan kalırmış diri Toprağın üstüne taşıp kolları Hakka veli idi, Ali’ye deli Gönül gözlüğünden bakıp zamana Bozkırda çatlayan bir Selman gülü Aldırmadan açtı, sise, dumana Çorak toprakların, çarıklı devi Gönül dağlarını gezdi bir ömür Önü uçurumdu, sevdası sevi Her kazmada elmas kesilen kömür Bana sormayın da toprağa sorun Kaç yaralı yar almıştı koynuna Bastığınız yerde düşünün, durun Birde bakın şu dağların boynuna Nasıl çekilirmiş bir devin yükü Kara yerde, kara sevda nasılmış Hem bir içli türkü, bitmeyen öykü Her kulağa küpe olup asılmış Toklar ne anlarmış açın halinden Yoksulluğa yar olmamışsa bir can Veysel başım döndü kızıl gülünden Bütün budaklarım kıpkırmızı kan Vefasız Esma’nın vefalı yari Hasım mıydı, hısım mıydı bilmedi Yol azığın olsun bir avuç darı Deyip, o gün, bu gün daha gülmedi Yollar yokluğunla daha inceldi Dertler kale oldu karanlıklarda Geçtiğimiz her yer bir Çamlıbel’di Köroğlu da olsa kalırdı darda Sazını kurarken beyaz barışa Gerdi bam telini sonuna kadar Erenlerle girip uzun yarışa Göğü uçmak yaptı, toprağı kader Kurbanı olurken derin bir ahın Gömüp göz yaşını karanlıklara Çıkıp yücelere dönüp semahın Şİmdi rüzgarlarla saçını tara Hayrettin YAZICI |
Kalemin düzgün, neşen bol olsun...
.............................................. Saygı ve selamlar..