ÇİLEM NE ZAMAN BİTECEK YÂ RABBİM!
Bu akşam yine hiç yokken yine girdin aklıma...
Hani hatırlarsın, kardeşimin evinde karşılaşmıştık. Ben sizleri başbaşa bırakarak mutfağa girmiştim. Yanında kızın ile birlikte sende gelmiştin yanıma.... O an kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu... Gözlerine baktım "hoşgeldin" dedim, sen de "hoşgeldin" demiştin. Sohbet ilerlerken bana "abi, neden evlenmiyorsun, zaman geçiyor" demiştin de Ben yutkunarak "nasip, herşey kader" demiştim. Oysa haykırarak "bana bu soruyu soracak en son insan sendin" söylemek istemiştim. Ondan önce çok kişilere aşık olmuştum. Ama ondan sonra halâ kimseyi sevememiştim. Gecem de gündüzüm de oydu. Saatlerim, günlerim, aylarım, yıllarım, takvim yaprakları da oydu. Bana güzel anılar bırakan da, hayatımı karartıp viraneye döndüren de oydu... Tüm bunları ona söyleyemedim, söyleyemezdim de.. Ne de olsa o evliydi ve sahibi vardı. Ona umut vermiş gibi olmak istemem, yuvasını ve mutluluğunu dağıtmak istemem, kalbini ve aklını ikilimde bırakmak istemem. Onu çok sevmiştim ve halâ onu sevdiğim gibi kimseyi sevemiyorum. Onun için kurmuş olduğum hayalleri bir başkası için kuramıyorum. Ya bana büyü yapmıştı, ya da kaderimde bunu da yaşamam gerekecekti. Her yönüyle hayatımı ona ve onunla geçecek bir ömre adamıştım. Ama olmadı. O eller sözüne uydu, ben dilime sahip çıkamadım, ve kader bana oyununu oynayarak tokatını vurmuştu. Biliyormusunuz, hayatımda almış olduğum her karar da hata ettim. Bunu yaparken de hata ettiğimi biliyorum ama geri adım atamıyorum. Sanki dilim tutuluyor, ellerime kelepçeler vuruluyor, ayaklarıma prangala takılıyor gibi oluyorum. Hiç bir şey yapamaz hale geliyordum. Mumyalanmış bir beden gibiydim. Hareket edebiliyordum, konuşabiliyordum ama hepsi aleyhime işliyordu.. Ne yaptımsa bataklığa saplanıyor, her adımda duvara çarpıp geri gidiyordum. Hiç bir zaman ilerleyemedim... Sihirli bir güç buna engel oluyordu. Ama ne? Kader desem zannetmiyorum. Çünkü, kader bir insana bu kadar oyun oynamaz. Bir ömür heba olmaz. Kalbimde ve aklımda o kadar söylenecek sözlerim var ki, Konuşmaya sıra gelince lugatimde o kelimeleri bulamıyor ve konuşamıyorum. Oysa sevmeye, sevilmeye o kadar muhtacım ki.. Fakat sevemediğim gibi sevenlerime de müsade edemiyorum. Herşey korkutuyor beni... Bu nasıl çelişki, aklım almıyor. Ben kimim? Böyle bir kaderi hak ettim mi? bilemiyorum. Aslında söylenecek çok şeylerim olmasına rağmen, susmayı tercih ediyorum. Küskün olduğum bu hayata sitem etmiyorum. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Fatih Küskün |
Beğendim...
.............................................. Saygı ve selamlar..