Geşt-i ÜmranBirinci lamba söndü hava karanlıktı Gözleri süzüldü kalbi ise pır pırdı Yüreğine vuran nabız düzensizliği Birden mutluluğun ilk habersizliği İlkler gök yüzüyle düşerdi Cemre gibi cemre gibi Sen bir geşte çıktın uzaklığın karşısından En büyük vuslata hasret;en küçük gurbete vuslattın Gözlerinde ilk defa,öncekilerin ilk olmayanından, Bir geşt-i ümran çıktı yüreğinden Gönlündeki güzelliği,kalbinin sıcaklığını yüreğine bir ilkbahar meltemi Edasıyla,edası seslerinin ilk ılık meltemi Ve ilkbaharda ılık meltemleri kimse önemsememesi Belki de senin; bu gönlün geştin de zirveyi Kalpteki Everest’i aralaması Bir tebessümündeki suret doğrulaması Onun kalbin naaşından uzaklaştıran Ve kendi mezarına çiçek götürmeyi engelleyen Ve kendi mezarına çiçek götürmeyi unutturan Son doğru olması Geştin, ilk defa doğruluğunu kanıtlamasıydı Bu geştin, Geşt-i Ümran olmasında saklıydı |