İstanbul da ’uyu demeye geldim ’şarkısını, çalıyordu sokak çalgıcıları bir belkiyi de hıçkırık tutmuştu o ara çok yaşa demişti, son şey hatta ve yine o ara... delikli bir uykuya açılmıştı, içine kapanık iki göz oda da can kulağıyla duymamıştı, evin dar köşesindeki sevda bir de hiç unutmam demişti, başlarken anlatmaya unutacağını da unutup yarını çalmıştı çalar saatin biri, uyanakalınmıştı sonra
her neyse...
aynı gecenin sabahında yüzden düşen bin parça ve içinden ağlamak gelen kadın bin bir bahane toplamıştı birlikte yeryüzü sokağında kanat değiştiren kuşla da, geyik yapmışlardı yeni örülen duvarların tuğlalarına salmışlardı düş ormanına tuğlalar da delik deşikti ha !
bakın bakın, benden duymuş olmayın sakın
çiçeği burnunda bir hıçkırık elma demiş o bildik oyunda da kimse çıkmamış... parmak kaldırmayan çocuksu duygular kırmızı kordelalar takmışlar ayrı ile gayrıya üstelik beş paralık bakla atmışlar Allah kavuştursun diyen çingene dualarına
her neyse o ara
oynak şarkılara anason katıyormuş İstiklal de İstanbul, istiklal madalyasız insanlarla meşk aşkı arıyormuş bir davul göz kırpıyormuş zurnaya güle oynaya armudun sapıyla,üzümün çöpü dilden düşüyormuş, ayrık otları yanına görmüşler elinin körü ile gecenin körü ve rivayettir hatta... bir adam şefkatli elleriyle İstanbul’un boğazına sarılıyormuş da kimse aldırmıyormuş
benden duymuş olmayın sakın aman ha...aman ha laf aramızda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendi Kendine Konuşan Şiir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kendi Kendine Konuşan Şiir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bedeller. sanrılar. sancılandıkça evren doğum öncesi sendromu yine şiirin nabzını tutup da ölmekten beter iken o özlem. neyin mi? kimin ne derdi varsa. İstanbul gibi yalnızlığın kalabalık görünüşlü nüansı mı yoksa şakıyan her şiir? gözden ırak bir düşü; serden uzak bir rivayeti rehin verdiğimiz...
şiire teşekkürler aslında her şiirin özgünlüğüne de şapka çıkartırken.
sanrılar.
sancılandıkça evren doğum öncesi sendromu yine şiirin nabzını tutup da ölmekten beter iken o özlem.
neyin mi?
kimin ne derdi varsa.
İstanbul gibi yalnızlığın kalabalık görünüşlü nüansı mı yoksa şakıyan her şiir?
gözden ırak bir düşü; serden uzak bir rivayeti rehin verdiğimiz...
şiire teşekkürler aslında her şiirin özgünlüğüne de şapka çıkartırken.
saygılarımla değerli hocam.