SON ÇUKUR
Yaprakların sesi karışırken ezan sesine
Öylece kala kaldı avuçlarımda duâlar Yollarımı kesmekte rüzgarın son busesi Artık yoruldun diyor hiç durmayan selalar Kim kalacak kim yatacaktı açılmış son mezarda Sonbahar yaprakları yağıyordu üstümüze Kesik atıyordu dallara en keskin bıçaklar Alev rengi parmaklarım koparıyordu umutları Kor ateş sıcaklığından daha sıcaktı ayaklar Sade kuru dal kalmıştı suskundu tüm saçaklar Ben mi ? bir divane cami minaresinden haykıran Ulubatlı Hasan yüregi ile göklere bayrak asan... Toprağın altı da üstü de bir degildi iki cihan Cennet de cehennem de sanma iki elma yarısı. Çalı çırpı ottan degildi sukut etmiş mabetlerimiz Ateş bir o kadar yakın rüzgar bir o kadar uzak mıydı İrkildi ellerimiz kesişirken yer ve gök aynı hizada Açıldı kucak kucak topraklar göründü son çukurda Yazan;Selma Çanakçıoğlu 19 Kasım 2017 |
Hasılı; okurun önüne dikkatsizce sunulan bir şiir gibi geldi...