Sen bir başka gülerdinsen bir başka gülerdin. çocuklarını azarlayanlar gibi seven sevgilisiyle gururlananlar gibi neler neler bilir de dünyalardan gizlerdin bazen gözlerin dolar karardıkça kararır bulutlanırdı bakışların sırtını döner gözyaşlarını silerdin var gücümle o prangalı duygularına sarılmak istedim kaç kere olmadı işte ********* dün gece rüyamda gördüm meleğim sen kucağıma uzanacaksın ve ağlayacaksın bir süre nisan yağmuru gibi hemen ardından çok mutlu güller dolduracak yüreğini gök kuşağını kucaklayacaksın soluk soluğa koşacaksın uçuşacak saçının telleri entarin cafcaflı ayaklarında yaban sümbülleri kasım 1977 |
etrafında sarp dağlar, vahşi ırmaklar ve çakmak taşı kayalar
ilkbaharla dolan, sonbaharla boşalan
ve her boşalmanın ardında
yangınla harap olmuş bir orman görünümü alan
köyler
köycükler
sessiz ve yalnız tanıkları
dik kulaklı
gözleri kanlı kanlı, boyunları tasmalı çoban köpekleri
uygarlığın sarp dağlara uğramadığının gerçekleri
köylerin sadık emekçileri
beli yaradan kemerli, yük eşekleri
uygarlığın temellerine uğramadığının gerçekleri
kerpiç evleri
sarmaşıklar tırmanmış tahta direkli asmalarına
hemen dibinde mis kokan hanımelileri
karaçalı ağacı sarmış dört bir yanını
uzanır anaların elleri
bütün güzelliğiyle
sevgiyle yaratılan bütünlüğünde
sarı, mor zakkumlara
pembe güllere
hafif esen rüzgarın önünde titreyenlere, ilaçtır elleri
bulutlar arasında kayan küçük akıntılar
çorabı delik, pantolonu kırk yama çocuklar
yanaklarında yuvarlanan birkaç damla göz yaşına
ilaçtır, sarılınca analar
köylerde
köycüklerde
gövdeleri ayaklarını sürüklediğinde
peynirler mantar gibi kabarır süzekte
bakışları saz örgülü sepetlerde
analar süt beyaz günlerde
hayvanların yalağında kaya tuzu, çatlamış ellerinde sızı
kah öfke, kah sitem
doğurgan ineklerine, sütlüsüne- sütsüzüne
yemine, suyuna, gübresine
ahırın zıvanadan çıkan sineklerine
kuyruğunu kısıp, geviş getiren tembel öküzüne
sürüne sürüne
uzaktı bir yudumluk mola uzaktı
uzaktı köy analarına
hızlı adımlarla geçtiler kesekli tarlaları, patika yolları
çok değil, bir lokmaydı belki de
umut yakınında
külrengi kayıtsızlığında
umut uzağında, hayatın katılan kahkahasında
köylerin, köycüklerin anaları
şalvarındaki ahır kokusuyla, yazmasındaki toz bulutuyla güzel
başını dizlerine eğdiğinde, inleyen nefesiyle
uykuyla savaşırcasına titreyen gövdesiyle güzel
tepeden tırnağa güzel
şimdi anıların
şimdi sarp dağların
şimdi vahşi ırmakların ve çakmaktaşı kayaların ötesindeyim
keder içindeyim
yitik köylerimin fedakar anaları nerede
ben nerede
yüzüm soluk kış manzarası
gülüşüm siyah beyaz resimlerde
.
.
.
senin şiirin kadar anlamlı olmasa da, bir zamanlar ben de yitik köyümü ve fedakar analarını anlatmıştım, şiir olsun diye değil, yürek yeniden dolsun diye
içim ısınsın
ısınayım bir kere
her ne kadar, o analardan birinin sıcak eli değmediyse de elime
yine de
fedakarlıkları hiç götmedi gözlerim de
her ne kadar anne olduysam da
hala özlemim de
hep bir yanım çocuk işte
Saygılar
.
Müsadenizle tarafından 5/13/2008 12:25:11 AM zamanında düzenlenmiştir.