2 dudak arasıkokular karışıyor birbirine Rüveyda hangisi karanfil hangisi jazmin..kestiremiyorum karışık meyve gibi dudağımdaki tadlar çilekten kalma aroma var dilimde bir dağın eteklerinden kekik kokusu sürülmüş kasıklarıma bir de çalı çırpının günah izi değsin istiyorum Rüveyda cennete girmek için bir sebep aramıyorum kendime kapıların kendiliğinden aralanıp sebebin ardım sıra gelmesini istemek kadar tuhaf bir arzunun anlamsızlığıyım ben cehennemin de öyle cılız bir ateşte canımın yanıp ama bir türlü ölememektense ateşler sarsın istiyorum dört bir yanımı ölüp bir daha dirilmemek üzere bir kadının teninde değil sadece ruhuyla beraber göğündeki her renge sahip bir ben doğursun istiyorum..gözlerinde çünkü kalbe inmek değil mesele orada baki kalabilmek mülke ,,, talip olmadan sahip olabilmek ya da tapusunu almak bir ömrün..geri kalanında dokunmak nedir bilirim Rüveyda parmak uçlarım enseden başlayıp omzun iki küreği arasından akıp giderken bir dişinin tenhasında giz içinde saklı kalan tüm sırrı .. ifşa edilmeden eşiklerinde titrer o oluğun bitiminde ki bu, kısık ateşte demlenen tav gibidir şehvetin kızıl karıncaları yürür ayak bilekleri ve enseden başlayan ürpertiyle hayır Rüveyda, bu değil bir boynun kokusundan gelen efsuna gömülürken dudaklarım başka bir elin saçlarımı okşaması tahammül sınırlarını aşıp hücum ederken tenine terinden öpmesi şarap kokulu bir kadının kırmızı dudağından bal sürmek gibi suyun sızmadığı o eşsiz girifte.. başım dönüyor Rüveyda bu ateş çok kızıl-ca kıyamet.. |
belli ki senin bir menajere ihtiyacın var
haa o ben değilim biline :)