Limoneli burkulmuş külahlarda çatlamış dişlerde gidip geliyorum eti dolanmış çubuklar şapkalı dünyalarda içilmişliğinde bir sarnıç olsam sevişmeyi bekleyen gül kokulu silahlarla hangi limon dolu sepet kendini bana çağırır bir rüyanın peşinden koşunca etrafı dikenli bir yolcu olurum neye değsem nereye değsem sen diye düşünürüm. |