Beşer' e umutKula hafî olan Hakk’a âşikar Her şey ölümlü bir Allah lâyemut Bîpâyân cennet mü’mine bakar Secdede yanmaktır beşere umut Âfitâp kameri yaratan Allah Arş’ı da ferş’i de donatan Allah Taaccüp eyleme kuşatan Allah Kalpten inanmaktır beşere umut Gayr-i ihtiyari düşsen günâha Tevbe ile nâlân ersen sabaha Yâleyte dolaşsa binbir kez âha Dertle sınanmaktır beşere umut İblisâne şekva etmesin canın Ne çabuk geçmişti sebâvet ânın Cevrine muhatap olsan dünyanın Vakar donanmaktır beşere umut Vedat ÜNAL/ ÇORUM 040417 Âfitâb : güneş. Bîpâyân : sonsuz. Cevr : haksızlık, üzme, üzülme, zulüm. Gayr -i ihtiyarî : elinde olmadan. Hafî : gizli İblîsâne : şeytanca. Lâyemut : ölümsüz. Nâlân : inleyen. Sabâvet : çocukluk. Şekvâ : şikayet, sızlanma. Taaccüb etmek : şaşırmak. Vakar : ağırbaşlılık. Yâleyte : keşke. Kamer : ay |