Çocukluğumun geçtiği köydü Avdan Beş Altı Yedi yaşlarında İlkokulun başlarındaydım o zaman Erken uyanırdım sabahları Kalkar kalkmaz ilk işim Doğup doğmadığına bakmak olurdu Beydağı’nın ardında güneşin...
Yayla köyüdür Avdan Kış boyunca kar altında bembeyaz Kar eriyip yaz gelince Kabaran köstebek yuvaları Yayla çiçekleri, gelincikler, sümbüller Güzellik otları, sahlepler Bir de o dağların Çakmak Balı Tadıyla kokusu çıkmaz aklımdan...
Çocukluk bu ya; merak ederdim hep Ne vardı acaba o dağın ardında Hayallerimde çok düşledim Kısmet bu güne imiş, geldim işte O zamanki arka yüzü Ön yüzü şimdi o dağın Dağların etekleri gibi Çocukluk düşlerim darmadağın...
*** Beydağının arka yüzü Türlü çiçek yazı güzü Aşar giderim dağları Meleşirken koyun kuzu
Gele gele geldim Kuzca* Suları soğuktur buzca Çiçekleri gelin kızca Katran kokar dağı düzü
Yaylam yelin serin eser Tenimdeki teri keser Esmez isen gönül küser Yayla bildim ben o kızı *** Mordağlarda bir gülüm var Lale çiğdem sümbülüm var Hasretinle öldürdün yâr Bastın ciğerime közü
Dağlar dağlar karlı dağlar Hasret beni sardı dağlar Gözüm pınar oldu çağlar Ağlattın yâr bazı bazı
Aktaş Beydağı’nı tanır Sedir görse se(n)dir sanır Hasretine kim dayanır Erittin tuz ile buzu...
Şaban Aktaş 22.10.2017 - 26.10.2017 Fotoğraf: Şaban Aktaş (*) Kuzca: Beydağı’nın doğu yakasında bir köy. Sözcük olarak soğuk serin yer anlamına gelir
HER ŞEY BİZİM İÇİN BİTTİ Mİ DESEM?!
Her şey bizim için bitti mi desem Sevdi de bırakıp gitti mi desem İş işten geçmiştir boş ne söylesem Yüreğime çarpı çektim de geldim
Gülen gözün kime neler anlatır Hiç haberim yok ki nedir hal hatır Kalem tutmaz m’elin yaz iki satır Kaşına bir kalem çektim de geldim
Bana deli diyen diller utansın Seni alıp giden eller utansın Sen ki hâlâ aşkı kâlpte yatansın El dilinden ne çok çektim de geldim
Gövel ördek Mavi Göl’den uçarmış Aşka düşen Sahra çölden geçermiş En güzel çiçekler çölde açarmış Dikenler içinden geçtim de geldim
Gülün serabından geçtim de geldim!...
Şaban Aktaş 27. 10. 2017 - 20.00
OYUN SONU
Sen benim için bir derin soluksun Suyu billur pınar, gür bir oluksun Bir turna katarı, bölük bölüksün Seni telli turna yazdım güzelim
Yüzün gözün gönül aynası m’acep Göz göze bakarken ayna ne hacet Yok böyle bir bakış, sevgi, ibadet Gözünü okuyup yazdım güzelim
Yapılan yanlışa bir silgi gerek Her kâlbe sımsıcak bir ilgi gerek Aşkın galibi yok, yenilgi gerek Aşkına talibim, yazdım güzelim
Belki gülen kader, belki kedersin Aşk bir oyun ise çıkar gidersin Benimle ne kadar yol katedersin Yolun sonu sürpriz, yazdım güzelim!
Belki bu oyunda şah-mat edersin Oyun sonu sürpriz, yazdım güzelim!..
Şaban Aktaş 27.10.2017 - 19.00
YOLDAŞ TÜRKÜLER - 2
Ben senin her şeyin olmak isterim Attığın her adım, yürüdüğün yol Çektiğin her nefes, al göğsüne dol Ölürsem kabrime, taş toprağım ol; Ben senin her şeyin olmak isterim!
Ben senin her şeyin olmak isterim Ana, bacı, kardaş, derdine sırdaş Sevdiğin arkadaş, yolunda yoldaş Gelinlik eldiven, başındaki taç; Ben senin her şeyin olmak isterim!
Ben senin her şeyin olmak isterim Sana daha başka ne demem lazım Aşkın bedelini ödemem lâzım Sonbaharım, kışım, ilkbahar yazım; Ben senin her şeyin olmak isterim!
Ben senin her şeyin olmak isterim Kaş ile kirpiğin, yüz ile gözün Aş ile ekmeğin, tat ile tuzun Ağlayıp gülerken gönlünde hüzün Ben senin her şeyin olmak isterim
Ben senin her şeyin olmak isterim San ikibin yıllık sedir ağacı Ölümsüz bir aşka muktedir acı Zeh’rine panzehir, aşkın ilacı Ben senin her şeyin olmak isterim
Ben senin her şeyin olmak isterim "Vay be!"diyorum hep her seferinde Aklım gider gelir aşkla derinde Hasretlikse kâlpte yerli yerinde Ben senin her şeyin olmak isterim!
Bir yudum sıcak çay, kahve, sigara Dumanı yeleyse telvesi fala Tutuşup el ele, hep aynı yola Bir salkımsöğütün dibinde mola Ben senin her şeyin olmak isterim!
Ben sen olmaz isem dolmaz hislerim Hayat ipliğini seninle sarmak Aynı makarada bir filme dolmak Senin ile ölüp seninle doğmak Ben senin her şeyin olmak isterim
Şaban Aktaş 27.10.2017 - 14.34
AĞLADIM DİYORSAM AĞLAMIŞIMDIR
Ağladım diyorsam ağlamışımdır Benden yalan bir söz çıkmadı sana Işkında pervane dağlanmışımdır Hep göz göze, göz hiç bıkmadı sana
Yazmak kolay değil aşkı kâgıda Her sözde bir damla düştü ağıda Damla damla bulut tuttu göğü de Bir kez kaşın gözün yıkmadı sana!
Göğsümde bir saban demiri mi var Aşkın ateş saçan kömürü mü var Örsünde kâlbimi tamir eden yâr Yansam da sis duman çıkmadı sana!
Hasretin bağrımı delip geçiyor Ham demir ateşle çelikleşiyor Sensiz kâlbe gelip aşk yerleşiyor Yağdı yağmur, şimşek çakmadı sana!
Şaban AKTAŞ 27.10.2016 - 11. 36
Artık şair olmak istemiyorum, şiir oldum çünkü ben! Şaban Aktaş 26.10.2017
SEN BENDEN ÇOK UZAK MAZİDE KALDIN
Sen benden çok uzak mazide kaldın Bende hep o eski yüzünle varsın Eskimeyen yüzün, düşüme daldın Her günü yepyeni hüzünle sardın
Her sabah yeni bir hazan dosyası Düşer kâlpten yaprak güz akasyası Şakır şakır dinmez gönlümün yası Bülbülün dilini güzünle sardın
Her gün ayrı ayrı yeni duygular Niye beni yârden ayrı koydular Duy sesimi gülüm, fidan boylu yâr Gönül gözümü gül yüzünle sardın
Dil bülbüle döndü, güle inandı Tutuştu dilinden, kül oldu yandı Bu pervane gönülaşka adandı Sen beni çok ince sızınla sardın
Ben gülmedim sen gül, doyasıya gül İçten oylum oylum oyasıya gül Gül deyip canıma kıyasıya gül Ölümsüz bir bakış; közünle sardın
Aktaş figân bitmez bülbül kafeste Gül alır gülgül satar can her nefeste Derinden aheste, o nâlân seste Seni gören gözü tuzunla sardın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BEYDAĞI'NIN ARKA YÜZÜ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEYDAĞI'NIN ARKA YÜZÜ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.