Biliyorum
Seni kızıl çölünün gündüzlerin de
Kutupların hainlikle şımaran gecelerin de Arıyorum eski mum bitmiş yazık yenisi nerede Bin yetimin teni yanık sen hâla orada mısın Rüzgar mı yönünü şaşırmış güneş mi doğmayı Unutmuş gölgeler serinletmiyor güneş neden Isıtmıyor toprak kokusunu yitirmiş ağaçlar Ağlıyor sanki Alışık değilim ilk bakışta yok olmaya Güller neden dönmüyor gerçek tenine Binlerce kez hıçkırık alıyor avazım çıktığı Kadar bağırıyorum sokak ortasında uykuya Teslim evlatlarım uyanıyor feryadını Bilmekteyim yokluğunu küçük hislerle Süslemekteyim yokum yoksun Ellerimi kaldırıp semaya yalvarıyorum Burası istanbul mu her önüme gelene Soruyorum yedi tepede misin yoksa yedi Bölgede mi yedi iklimi mi yoksa yedi kıtada da Mısın hiçbir şey bilmiyorum bildiğim o dur ki Allah kahretsin seni sevdiğimi söylemeliyim Biliyorum ölürcesine sevdiğimi biliyorum işte Bildiğim için yıllardır can çekiyorum bildiğim İçin her an kurban ediliyorum İbrahim KANDAMAR 22.08.2006 |