BAHT-I SONBAHARNe yazabilirim ki Söylenecek çok şey var aslında Ağzıma kadar gelen sözler Kaçıyorlar titreyen ellerimin Parmaklarımın tuttuğu kalemden Beklemiyorlar tüm sözcükler Kavuşamıyorlar kağıtla Bu bir ızdırap belki de Bilemezsiniz O gece Takvimler 10 Ekim’de Bir Sonbahar gecesi Çıkagelmişim Yaradanımın bana bahşettiği Dünyalar güzeli annemin Şefkatli kollarına Gelivermişim Karanlıktan Aydınlığa doğmuşum Ekim’in zerafetiyle Sonbaharı yaşamaya başlamışım Geldiğim günden beri Eskişehir’in kışı da başkadır Ayazı’da Bende yakışmışım bu uyuma Duvaklar içinde doğmuşum. En sevdiğim mevsimdir: Sonbahar ve kış İçim de Dışım da Bedenimi ısıtsam da Ruhum hep sonbahar Ne zaman çocukluk Gençlik deseler Durur kalırım öylece O yıllara ait Tek bir fotoğraf karesi bile yok Hafızamdan çıkmayan Şeker pembesi Fırfırlı, dize kadar bir elbise Beyaz papuçlar Esmer , tombul bir kız çocuğu Dünyadan bir haber En güzel yıllarımın Mutlu , küçük prensesi Sonrası mı Sonrası olmayan yıllarımı Ne olur sormayın bana Yalnızlığın en güzel ezgilerini Titreyip , büzüştüğüm gecelerimi Aldığım nefeslerin eziyetlerini Bana kalan meziyetleri Sormayın Sonrası olmayan yıllarımın Enstrümal yalnızlığımı Acılar Kayıp zamanlar Gözyaşı Yıkılmış dağ artıkları Geride kalan küller Küllerin arasında kalan Hiç sönmeyen kızıl bir kor Yalanlara umut diye sarılan Bir ben Issız kuyularda donmak üzere olan Bir yürek Sus maklarla yazılmış Notlar Yıkılan gövdemin altında kalan Sancı çeken kalbim Gine de her enkazdan Yaralı da olsa Atmaya devam ediyor Seviyorum Ekim’i Sonbaharın eşsiz ahengini Altın sarısı yapraklarla Başıma taç ederim İçine kaçtığım Sus lu eylemlerin Hakimiyim bi iklimin Ciğerlerimi yırtarcasına Susmak bile olsa Bugün benim doğum günüm Kırkıncı Sonbahar da Demlediğim çayımla Yakışıyorum Gine de Yine de Ekime Sonbahara..... |