Anımsanamayan bebeklik Ardından çocukluk Sonra gençliğin içinden geçip geldik Çiçekli park bahçeleri Salıncaklar, atlıkarıncalar Suda yüzen ördekler, Dalllarda cıvıl cıvıl minik serçelerdik, Yatıp yuvarlanırdık Ne çok hoşumuza giderdi çayır çimen?!
Ne zaman gözüme ilişse şırıl şırıl Suyun sesinde yeşillik Geri gelir gençliğim; Gençlik Parkı, Atatürk Orman Çiftliği, Kuğulu Park; Ankarada geçen yıllar Biraz daha geri gitttim mi Çiftliğine gelirim dedemin Kuzeyinde Aykırt Deresi, Sazlıklar içinde yarpuz kokan Yüzer hâlâ yeşil ördeği, kara mekesi...
Hey gidi çocukluk günlerim Suyun sesinde hayat Yeşillikte huzur Dinlendiren coşku, sevinç Apayrı bir haz Heyecan, neşe, tat Şırıl şırıl akan dere Nerelerden nerelere Geldim gittim yine Suyun sesi ile eski günlere...
Su yeşillik, Her yudumu mutluluktur Mevsim Sonbahar olsa bile Dağlarda her dem yeşil Ardıçlar, sedirler, çamlar Gençliğimi dal dal Yaprak yaprak iğneler durur...
Şaban AKTAŞ 05.10.2017 - 11.06 ( Sabah Yürüyüşü)
DAĞLAR VE ANILAR
Açık bıraktım geceleri balkon kapılarını uyur iken pencereleri yel estikçe dağlardan sürükleyip getirdi doldurdu anıları odama...
Bir daha geçtim geçtiğimiz yollardan çiçekler ile düşlerimi resimledim su sesinde şırıl şırıl sen beni ben de seni dinledim...
Eteğinde peteğin var Peteğinde eteğin var Sen gel/ince/ye değin yâr Öldürür bu kar yangını!
Tüm aşkların bileşkesi Acıların yerleşkesi Görmez olaydım keşkesi Kara/sevda kar yangını!
Yolumda bir gül ağacı Çiçeklerden gelin tacı Suyla gelen ölüm acı Kuru gövdem kar yangını!
Aşk çölde kaktüse benzer Gölde nergis, küse benzer Yapma gülden süse benzer Dal yapraksız; kar yangını!
Şaban AKTAŞ 04.10.2017 (*) Kar Yangını: Edip Cansever
SEN BENİ BENDEN DAHA ÇOK
Sen beni benden daha çok Düşünüyorsun bilirim, Vuslatına hiç imkân yok Aşka ne yapabilirim?!
İyi olmasan bu kadar, Dertlerim daha da azar Erken ölüm, sonu mezar; Aşksız ne yapabilirim?
Ben daldan düşen gazelim Sen ilkbaharsın güzelim Gel Sonbaharda gezelim Başka ne yapabilirim?!
Kâlp kâlbe karşıysa şayet Her acıya dayan sabret Aşkla düşe yok nihayet Yaşla ne yapabilirim?!
Şaban Aktaş 04.10.2017
GÖZLÜK -1
Yok bu evin içinde bu Olsa buralarda bir yerde olur Sabahtan beri Okuma gözlüğümü arıyorum Yatmadan evvel vardı Kullandım çünkü, biliyorum Bakmadığım yer kalmadı Acaba nereye koydum?!
"Şeytan aldı götürdü Satamadan getirdi", neyse?!
Arar iken yastığın altında Hanımın gözlüğünü buldum O da unutup gitmiş Buna da şükür En azından şimdilik Onu taktım, işimi görüyorum İyi ki hanım var Gözü gözüme uyar, özüme ayar...
Şaban Aktaş 05.10.2017 - 14.39
GÖZLÜK - 2
Gözlüğümü aramaktan yoruldum Tam kesmişken umudumu Bir daha kaldırıp yorganı Yataktan hızla savurdum Aaaaa; baktım gözlük Sabahtan beri Bakıyor bakıyor, Göremiyormuşum Çarşafın deseniyle uyumlu Bukalemun gibi kamufle olmuş, İster gözlük de ister desen Farketmiyor ne desen Yaşlılık belirtisi bunlar, Soyunup giyinirken Gözlüğünü insan Yatağın başucuna koyar Söyle bakalım bunadın mı Gözlüğü akşam çıkarıp Yattığın yatağın kenarına Ellerin ile sen kendin koymadın mı?! ...
Şaban AKTAŞ 04.10.2017
GÖZLÜK - 3
Nihayet kendi gözlüğümü Buldum ve taktım, ohh be rahatım Yenice derin bir nefes aldım! .. Gözlük ister uzak, ister yakın Olsun ama, böyle bir daha Dalgınlıklar yapma sakın!
Bundan önce yazılmış, yazılacak Kaç tane daha şiir vardı Gözlük yok diye hepsi sonraya kaldı?!
Suç değil, günah değil, ayıp mı Ne ayıbı; var olanı yitirmek Boşuna zaman kayıbı!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SUDAKİ GELGİT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SUDAKİ GELGİT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.