Ağır Aksak
sen bu koca şehirde
nasıl düşersin sokağıma ve ben onca şeyi atmışken sinemden neden seni ayak izlerinden buluyorum deli gibi fokurdayan damarlarıma birden sükutu serumluyorsun ve ben o an hiç bir şey olmamış gibi sanki doğumumdan beri yan yanaymışız gibi hissediyorum alışılacak bir durum mu bu? yahut imtihan mı? galiba sen rüzgar oldun ekim ayının bu gününde ve öyle esiyorsun ki sahra sıcağında kavrulan yüreğim birden durgunlaşıyor ve ferahlıyorum sen, bütün güzelliği seriyorsun zaman ve mekan aralığında ve ben adım atmaya korkuyorum endişeliyim şu saatlerde üzerine basarsam canın yanar diye bunları benim bilmem senin bilmen senin bunları bilmen de benim bilmem bu sevdanın neresindeyiz bilemem ama bilirim sinende yük etmem ağır aksak bir kavuşma koşar adım bir ayrılış şimdi tam burada bulur, sen sürmeli gözlerinle vurursun beni sorma ki zaman nece garip bir iştir rahman olmasa duayı kim işitir aklım almıyor bu nasıl iştir işte tam şu anda ağır aksak bir kavuşma koşar adım bir ayrılış bulur, sen sürmeli gözlerinle vurursun beni... 02-10-2017 |