SUSTU ŞİİR
Bu defa ne hazin .....
gözlerin karanlık bir uçurum, kayboluyorum.. bu defa bıçak kesmez susuşun, cehennemin ateşini avuçlarımda taşıyorum.. bu defa çok büyümüş gururun, olmuş olanlar da, başın göğe ermiş bu defa ne kararlı gidişin, gölgesiz adımların bu defa dökmüşsün ömrümü önüne, hazana değmiş renkler, bitmiş tebessümler paramparça dağılmış gülen anılar bak.. bu defa ne güzel unutmuşsun, nasıl bitirmişsin bir maziyi bak.. Bu defa nasılda son vermişsin daha’lara ey hayat! paylaşımsızım dilenci, içim burası yalnızca ben görüyorum. Korkma!! korkularının galibi hep zaman ve hep kazanan, alıştı korkular zamana, sen farkında olmadan. korku kuş kanadında bir rüzgar oldu.... milat yeniden yeniye bu gündür artık, dün’de bitti, bu gün: sanada uğurlar olsun.. kuşkanadında bir tutam rüzgar ol ki "zümrüd-ü anka", kaf dağının ardında umut ve hayaller var ya ! yumuk gözün ardı ise yeşil düzlük, mavi serinlik.. gece karanlık, gündüzünün zındanındayım, geldim düşe kalka, yeni günde merhaba hayata. görmeye bilmeye yolum yok, kapalı tüm yollarım şimdi sana kör, sana sağır, sana dilsizim.. uzaktan yansır renklerim ki en parlağını siyahtan aldım.. gün gelir bir gün, az kaldı biraz daha, daha uzağım ! siyahın girdabında sonsuzluğa yalanlarımla karışırım.... alışmak, susmak ve unutmak.. dediğim gibi yarınla bu gün arası.... düşler ve umutlar.. "UMUT"a selam olsun, gözlerinin karası.... karanlığın kadar KORKU’yorum. korku kadar ürkek ve kaçak... korkuyla gelen sığınma o uzaktan parlayan, sessizliğe gizlenen bir çift kedi gözü! gözlerinden hayata yayılan... suskunluğumca anlamsız bu kopuk, devrik cümlelerde.. okuduğumca, okundukça yaşanıp kelimelere saklanan hey gidiler ! suskunluğunca anlamaya çalışırken, gözlerimde irileşen, anladıkça kayganlaşan, hüznümdür bulutlarda titreşen acısada yara tuz basarlar yine, acı doruğa çıkar işte acı acıya.. kanasada yara tüm sancılar suda, sarar sancıları sözler, kelimeler şiirler.. benimdir şiirler, benimdir yenilgiler, benimdir yara, benimdir sancı bendedir feryat olsun bir tutam tuz, bir bardak su birkaç söz... bu ikinci bahar. ne hoş ikinci bahar.. yosun tutmuş, paslanmış prangalar koptu kopacak.. olsun! dendiği gibi "özgürlükse eğer, özgür-üz işte" dendiği gibi "acıdan geçmeyen" se acı çekiyor-uz işte.. dendiği gibi "dünya yalan" sa yalan-ız işte dendiği gibi "zaman hallediyor" sa, selam olsun zaman’a bir konuk, bir ikram, bir kahkaha.... tabiki, çünki her şey yolunda ! sus’um nerdesin , arsızıda al gel, şimdi yolculuğumuz hayırsızın köyüne.. kavalı’da al unutma! kaçıracağız tüm gizlerimizdeki şeyleri... zamanla biter yaşam, tükenir kalem, solar şiir.. zaman, güneşi alır yakar,zaman alır geceye saklar zaman yeri göğü, dereyi tepeyi alır sallar.. mevsimleri de alır, bir baharı bırakır yeniden ! anladımki öfkem kadar büyük öfken ki dönüpde ardını gittin.. anladımki bir resme bakarken aynı anda aynı yerde duramaz iki insan.. sol yanımda duran yağmurlarla gelen hicran, sol yanında sana çiçek açmış baharın dalları.. biliyorum artık ne eski benim nede eski sen, değişir bilinen her şey ve sen kaybolursun bu saklanbaç oyununda..! artık dokunmadan göz göze, değmeden ses sese, susup kaybolmanın zamanıdır. Çünki; zaten ve aslında... keşke olacaksaydı bir son böyle ; kim nasıl bilecektiki öyleyse iyiki geçmişim ben bu zaman diliminden. o halde; "çünki ve zaten", "keşke ve iyiki" tüm yaşamlara...!! Susmalıyım.... susuyorum, susuyorum işte içesim var kana kana.. ağır yolcum kaplubağa, gidiyorum artık yaralı yanıma dur, sus, bit, git bu ilk bahar, yedi renk kelebekler artık ve zaten elveda! ölüm sessizliğidir şimdi, bu son susuşum sana.... B.Subaşı An/kara |
sana sağır
sana kör
sana dilsizim
harika bir şiirdi
kutlarım
sevgi ve selamlar