Ölümle sonuçlanmayan ancak tüm hayatını etkileyen düzenli şiddete uğrayan ve en kötüsü bu şiddeti normalleştirip kanıksamış kadınları da sayarsak sayılar korkunç. Ölmese bile travmatik bir kişilikle yaşamanın ne olduğunu ben çok iyi biliyorum.

Mesela ;

Aslında dizilerle hiç aram yoktur. Bir iki gün önce televizyonun karşısına nadir geçtiğim günlerden biriydi ve kanal değiştirirken ''TUTSAK'' isimli bir diziye denk geldim. Kanalı açtığım anda bir kadını kocasından şiddet gördüğü zamana denk geldim. Donup kaldım ve kanalı değiştiremedim. Şiddetin ardından kadının moraran kollarını gizlemek için kıyafet seçmesi,aynanın karşısında kendini incelemesini izledim. Bir sahnede ise kadının korkarak kendini banyoya kapatması ve korku dolu anları vardı. Kaçmaya çalışması ve daha pek çok ayrıntıda kendimi buldum. Dağıldım.... !!!

Bana hatırlattığı en kötü sahne ise komşuların şiddete sadece seyirci kalmaları oldu. Hatta o bilindik cümle beni iyice çileden çıkarttı.''KARI KOCA ARASINA GİRİLMEZ'' ..

Artık bu iğrenç bahanelerle kimseyi kandırmasın insanlar. bu karı koca atışması değil. Ortada şiddet gören bir mağdur oluyor ve onun gerçekten yardıma ihtiyacı oluyor. bu şiddete seyirci kalan tüm insanları lanetliyorum. Bencilliklerine,korkaklıklarına geleneksel kılıflar uyduran hiç kimse ortak olduğu günahtan aklanamaz.


Bu canavarlar hem yasalar önünde ağır şekilde cezalandırılmalı hemde toplum tarafından dışlanmalıdır. Şiddet gören kadınlarla aynı evi paylaşan çocuklar direk şiddete uğramasa bile kalıcı hasarlarla topluma karışıyor. Bu insanların yetişkin olduklarında şiddete eğilimli kişiler olarak yaratacakları faciaların sorumlusu da yine tüm sessiz kalanlardır.

Teşekkür ederim ve tebrik ederim.