sezaigecenin kapıları karanlığa işaretli öznel fitnesine soğuyor her yangınlı beden gözler çalınmadı biz uydurduk ateşi ve kaşıntıyı ruh öldüren masum geyiklerin taş boynuzları öğütüleni yudumla biraz şifası toz inandığınız ayaklarımın altı deyiveren meczub bunca altın tenli yalan onlar yumrukladı ama en güzel sözü hasanı kayıp ettiler öncesi peçesini aralamayıp fısıldıyan teras çölcesine yalnızlık esiyor çatlayan yutaklardan bir işaret parmak dokundurmaya artık taşamayacak kutsalından su yolculukları ettiler ötesi gidilecek yer yok soğuk oyuğun rahminde ılık azık yılmadı tekrarladı cılız esinti nefesine bulutları aç karnına ateş dağı oturtulan toprağından çamurundan yağmur yeşereni orman döne döne yıkana bir cesedin yükünden minik damladan taşların şahit secdesinde savrulabilir harmanından baharına zaman 0038 |
Sevgilerimle..