İÇİMİN SIZISI
Bozuldu anane, bozuldu töre
Avşar, Kınık Yazır… Kayı nerede? Değerler eridi göz göre göre Buna dur diyecek dayı nerede? Dürüstün köküne girmiş bir kıran Ara ki bulasın hakkı haykıran Yiğidi dağlardan dağa aşıran Dorusu, kısrağı, tayı nerede? Hayat bir masaldı, hayat bilmece… Çalardı, söylerdi demezdik nece Hani o şenliği… kırk gün kırk gece Düğünü, derneği, toyu nerede? Kalmadı zalime kılıç savuran Yok artık nemrudu yakıp kavuran Canileri alın çatından vuran Okumun sadağı, yayı nerede? Şu gönül yurdunun durdu nefesi Bir vurdumduymazlık sardı herkesi... Derundan çağlayan pınarın sesi Irmağı, deresi, çayı nerede? Toprağa eğilir ağacın dalı Dökülür peteğe arının balı Zengine yetmezken dünyanın malı Öksüzün, yetimin payı nerede? Nerede garibi güldüren bahar? Nerede ülküde o eski vakar? Nerede yelkeni dolduran rüzgâr? Dalgalı denizler, kıyı nerede? İçimin sızısı vermiyor aman Gözümde perdeler, başımda duman Oturtmak gerekir olsa da yaman Velakin düzenin rayı nerede? Alemi umutla estiren yeller… Milleti ömrünce coşturan seller… Demiri çeliğe döndüren eller Huyundan vazgeçtim suyu nerede? Zamanla akarken an oluk oluk Bilirim meçhule bu son yolculuk Bakışlar elemli, benizler soluk Hay bitti eyvallah, vayı nerede? 29.08.2017 Salih ERDEM |
Gönülden alkışlıyorum üstadım
Günümün şiirini.