VAKİTSİZ SÖYLEYİŞLER-III
11. LERZAN
gördüm ki: yazılarda titreşiyor yokluğun yokluğunun karamuk gözleri gördüm ki gülümsüyor yokluğunun elleri bana dokunmak istiyor -ay ışığının aydınlattığı feneryolu’ndan- dokunmak dedimse, tekdüze değil basmakalıp bir görevi yerine getirirce değil değil öyle dostlar alışverişte görsün özcesi: sen tanrıçasın toplamışsın çevrene, evrende ne var yoksa -tüm mimeraller muhabbetle dizilmişlerdi hayvanların hepsinde bir hoşnutluk havası bir çılgınlık kükremiş: otta, taşta, toprakta- sen özcesi tanrıçasın -afrodit’ten filân daha alımlı- merkezcil gücünün çekimi sonsuz sanki: sen sesinde sevda sırları sanki: sen seke seke yürüyen yaşam sanki: sen seferberlik sevda üstüne, sevda üstüne, sevda üstüne hiçliğin ihânetteki kara-rahmini besmelesiz hırpalayıp bünyamin adındaki şu "umarsız sonlu"yu sonsuzluğa fırlatan düş kuyusu göktaşı lerzan of lerzan 12. ARTIK-İNSANLAR çok çok eski çağlarda genellikle karasevdadan ölürmüş insanlar -uykularına çiçek tozu karıştırarak- ali’nin külâhını veli’ye veli’ninkini ali’ye giydirme yüzyılları geliyor sonra o zaman bu zamandır -kudurmuş bir ejderha olan tüketim hırsının kucağında- parasevda’dan geberiyor artık-insan’lar 13. BİR ÖZLEDİM Kİ özledim, ellerinden ellerinden bir tas sıcak çorbayı bir tas sıcak çorbayı özledim, gözlerinden gözlerinden süzülen özengen bakışları özengen bakışları özledim, dillerinden dillerinden dökülen ozanca sözcükleri ozanca sözcükleri özledim, yüreğinden yüreğinden devrilen sevda nehirlerini sevda nehirlerini ellerini gözlerini dillerini yüreğini bir özledim bir özledim anlatamam ki 14. SESİNLE a. bir sesin izini sürüyorum parsların, kaplanların parçaladığı sonsuzluğa yayılan orman içinde bu ses bana senden armağan çatlatsa da kalbimin çeperlerini onu çocuğummuşçasına sarmalıyorum sesinle kavrıyorum anlaşılmaz sözleri kendimi sesinle yitiriyorum koyu kahverengi düşler içinde b. sesin: sokakların en ilkel dili karşılıksız aşkların en ilkel dili bu yüzden onsuz edemiyorum 15. KALBİ KIRLANGIÇ KANATLI öfkesi baldan tatlı kalbi kırlangıç kanatlı sevgilim benim sütliman gülersin güldüğün vakit üstüme inciler sıçratırsın bir peri masalının içinden salınıp gelen gülistan olursun sen, gülistan olunca ben, kendimden geçerim ister inan, ister inanma delirmişçesine çiçek açar ayaklarım ve ellerim çünkü: bilirim özyapını cuntacılar oluk oluk kan akıtsa da yüzüstü bırakıp gitmezsin sen sevdalını |