YOL İŞÂRETLERİ ÖMRÜMÜN-IXŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 1982 Temmuz’undan bir gündü: Çarşıya çıktığım yolun üstünde, Hayrettin Âbi, yevmiyeli briket işçisi olarak çalışıyordu. Birden, sularla kaplı bir alanda, onun cansız bedenine rastladım. Yalınayak çalışırken, briket makinesinin elektriği, akımını suya boşaltmış, sonuçta Hayrettin Âbi’nin ölümüne sebep olmuştu. Gördüğüm manzaranın vahâmetinden, uykularım epey geceler paramparça olmuştu.
Buradaki ilk çalışmayı, onun ruhuna yolluyorum.
41. ÖLÜM: PUSUDA HABERSİZ
a. vakit, temmuz türküsünü aramak vakti değil bu kez elektrik yüklü tel cana kıydı zamansız tanırdım tepeden tırnağa yoksulluğu akardı henüz 30’unda belki birisi yandı kendi hâlinde hayrettin karıncayı incitmezdi cigaraya düşkünceydi hele derdini açarken kemik saplı çakıyla yontardı acısını ölüm: pusuda habersiz gizlice vurdu onu mutsuzluğun karabasan gibi çöktüğü ülkemde dostluğu düşmanlığı her şeyi güvencesiz içi çöl kızgınıydı anlardım ama çâresizdim emek satarken kavruldu gövdesi savunmasız b. üç yavrucuğun yetim kaldı hayrettin âbi ağlamaktan karının kirpikleri çürüdü okşayamıyorlar artık külden saçların öldün diyemiyorum öldürüldün mü? 1982 42. ALINGAN VE SERSERİ imbat estiren günlerimi çaldılar gurup vakitlerinde epeydir anımsarım mührünü beklemesinler durup noterden beş duyumu işgal ettiler daha usandım buruk yürekliyim doğuşumdan işte hem alıngan hem serseriyim 43. SAKIN OLA! biz, ana rahmine düştükten beri el üstünde tutulmakta acılar sakın ola yapmacıklığa sapmayın unutulmasın onlar 44. ELLERİNİ KISKANIRIM SENİN ölüm, ölümü kıskanır sevda, sevdayı ben, senin ellerini kıskanırım ellerine ne vakit dokunsam çukurova’nın pamuk tarlaları gelir aklıma ah, ellerini ne vakit öpmeye dursam feodal beyler toplanır -ellerinde yağlı sicimler dillerinde emeksizliğin kapkaranlık uğultusu- pir sultan’ı asarlar ay ışığında 45. ÇÜRÜYEN iğrenir misin, fâhişe yüzünden o kentin acıyı dölleye dölleye çürüyen yangınlarla ölümler yan yana orda insanlar zifiri karanlığa gömülü |