YOL İŞÂRETLERİ ÖMRÜMÜN-VI
26. ATLARA ÖVGÜ
atlar aydınlatacak dünyayı aydınlatırsa yağız atlar doru atlar beyaz atlar nehirler kıvâmınca vahşî dağlar duruşunca külhâni gökler genişliğince ruhâni yeleleriyle aydınlatırsa dünyayı atlar aydınlatacak millî mücâdele’nin atları avni arbaş’ın atları babamın atları toynaklarına geçirerek târihin tekerini âdem’den muhammed’e mahrem yerlerine dek meryem’in döndüre döndüre bir kızılca kıyâmettir koparacaklar tevrat ile zebur’u ve incil’i, kuran’ı yeniden hep yeniden -mum gibi eriyerek- atlar yorumlayacak mahveden yaşanmışlığını vandal günlerin yol vergisi’nin ve takrir-i sükûn’un.. gelecek güzel günlerin türküsünü de -dev bir koro oluşturarak- atlar söyleyecek bitkilerin kökünde saklı duran zekâyı var-oluş’un çekiciliğini iticiliğini lokman hekim’e özgü "ölüme can bulma"yı can havliyle yitirilen "sonsuz çâre"yi atlar ulaştıracak yarına atlar aydınlatacak dünyamızı aydınlatırsa sakın ola gücendirmeyin atları 27. ŞİİRSEL ÖNERİLER a. bırak şimdi cebir denklemlerini polinommuş, limitmiş, türevmiş, bırak beni sevmelere ada kendini yerçekimi yasasına aldırma aldırma maddenin katılığına sıvılığına, gazlığına aldırma pupayelken koşmalısın sıcaklığıma hidrojenin oksijenle birleşmesinden atomun enerjiye dönüşmesinden daha görkemlidir bizim aşkımız seni biyoloji belirleyemez hiçbir bilim bukağı vuramaz sana sibernetik evresine sıçrasa da çağ b. en yoğun duygularla yaşa sen neredeyse şiirin albenili dünyası yerleş oraya 28. KAN’A KARŞI GELİŞEN aşk’ın o yıkıcı uygarlığından -arap atına binerek çılgınlığın- kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel dörtnala gel hep benim mutsuz evrenime -unutma zakkum tadındaki dostluklarını- kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel bazı akşamlar vardır: hani, sinsi sömürgen bazı şehirler vardır: insan etiyle beslenir onların kefen kokulu gülüşlerinden kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel çeyiz sandığını gör de gel, evde kalmış bir kızın vurgun yemiş yüzünden -bir kurbanlık kuzuya benzeyen ömründen- kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel o cüzamlı çocuğun gözlerinden de -ki gözleri güz olan yalınkılıç güz olan- kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel bir madalyon gibi asarak boynuna hüznü -siyanürle sessizliğin bileşkesinden- kan’a karşı gelişen sözcüklerle gel KOPKOYU BİR YALNIZLIK a. hep öperim mutsuzluğun tanrıçasını öperim de büyürüm burcu burcu kokusunu yaşamın unutalı çok oldu çok oldu çünkü esrârengiz gözler nerde nerde direniş şarkıları yollarına başkoyduğum o dizeler bile beni terk etti b. kıpkırmızı güllere âşığım diye sesim-soluğum zindanda ya sen nerdesin peki? 30. YERİNDE yeri gelir kurtarır insanı tek bir şiir etkiler insanı tek bir dize sevindirir tek bir imge tek bir sözcük tek bir hece yeri gelir tek bir harf bile âşık eder sürüm sürüm süründürür insanı |