bük zamanıgöğüsten fısıltıların bıçakları kınında kurbanlar sesini kesti bir sabahın kınasından işaretlendik sözler kanıyor dudakların gülün ılık nemine dokunan parmaklar iyi şey bu karanlık kırmızı avuçlarından içmeliyim doya fukaralığın çocukları savaşmadan yaşasın göbek bağın sarhoş aşını çiyli bir ten anlatmıyor görüyorsun artık yalınayak koşan yıldızları tersin geri yağmuruna akan nehir mehirsiz antlaşmalar meydanına geldik geldiler uzak mezarların toprağından diril saçlarını savuran gecenin ışığında sarmaşıklı yangınların edin dua bildiğiniz her güneşli dilde sabah olmasın karanlığa 0002 |