TÜRK
TÜRK
Gökyüzü dağlara, Dağlar, denizlere secde ediyordu! Güneş henüz doğmuştu ki Gözüm bakınca yıldızlara, Bileğim yapışıp kaldı, Kılıcımın kabzasına! Kan oluk oluk akıyordu, Malazgirt ovasına. Birden dağlar doğruldu! Denizler çekildi. Bir ana güğümünden su verdi. -Ana doldur, ana doldur... Açıldı Anadolu’nun kapıları… Geldiler durdular: Boz yeleli ulu hakanın önünde. Girdiler türkün gönlüne. Türk adı onlara Atadan kaldı hatıra. Yükseltmek için şanını Yemin ettiler Allaha. Yemini bozan olursa, Sayılacaktır düşmanın safında. Dağlara, taşlara, Türk yaza yaza; Bir ağustos sabahı, Dayandılar İstanbul’un kapılarına. Kutsal bir emirdi. Bu emri yerine, Ancak Türk getirebilirdi. Yıllar geçip de gaflete düşünce, Küffar İstanbul’u işgal etti. Türk adıyla bir paşa: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz” deyince, Yüceldi türkün gücü! İlelebet silinmeden, Aya, yıldızlara yazıldı, Atatürk adı! Kim bu adı silmeye kalkarsa, Uğrayacaktır Allah’ın gazabına. Türk demek! Yüksek demektir. Hangi çılgın çıkarsa karşısına, Yok olacaktır. Kılıcımın kabzasında!.. Yusuf Yılmaz |