Kadir mevlam kimseye evlat acısı göstermesin. Son iki ayda kıymetli yeğenim Abdullah Nişanci oğlu Mehmet Nişancı, ve çok muhterem dostum İbrahim Cingiz oğlu Deniz Cingiz trafik kazası nedeniyle henüz gepegenç asker bile olamadan yaşamlarını kaybettiler. O nedenle benim de acılarım birlikte depreşti. Benim de bir oğlum Taylan 52 günlük bebek iken ben hapiste siyasi nedenle tutuklu iken vefat etmişti, onun adını yeğenim Tamer Taylan Aktaş aldı...
Dostlarıma baş sağlığı sabır ve metanet diliyorum. Allah daha büyük acı göstermesin... Mekanları cennet olsun..
MEHMET NİŞANCI & DENİZ CİNGİZ’E
Gece göğü saran bulut Sabah olunca çekildi Oğul bu yel senden esti Gözden yağmur yaş döküldü
Efil efil yel olursun Yağmur olur sel olursun Dolu vurur, del’olursun Gönül derinden yıkıldı
Ne bayramdır ne de düğün Mevlit okunacak bugün Gittin oğul üçüncü gün Gönlümde bir dağ yıkıldı
Felek senin gözün mü kör Yolda belde sıranı gör Dalda göğü ereni gör Gök neden yere döküldü?!
Bu dert beni yer bitirir Bağrım taş olsa eritir Deniz’i gözden getirir Gönlümden duman söküldü
Saçlarını yele versen Kokunu ak güle versen Dile benden ne dilersen Al gönlümü bohça serdim
Gül yarası dil yarası Farketmez gönül yarası İki kaşın tam arası Kâlbe saplı okça sevdim
Bire yedi veren güller Aşkı kâlbe seren güller Muradına eren güller Gözüm gönlüm tokça sevdim
Şaban Aktaş 12.08.2017 - 23. 45
FELEĞİN TÜRKÜSÜ
Kimi nerde nasıl vurur Belli olmaz yakar felek Hayat dert çile yoludur Yolda çelme takar felek
İşin yoksa döğüşürsün Düşer kalkar boğuşursun Hem söver hem sayışırsın Yine galip çıkar felek
Malım çok diye övünme Varım yok diye dövünme Servetine hiç güvenme Ne var ne yok yakar felek
Budur feleğin türküsü Yoktur kimseden korkusu Elinde hayat törpüsü Sürte sürte kırpar felek
Aktaş Hak yolundan şaşma Zalimin ardına düşme Feleğ’n işine karışma Hem yapar hem yıkar felek
Şaban Aktaş 12.08.2017 16.55
EY GÖNÜL BEN SANA NEYİM VEREYİM?!
Ey gönül ben sana neyim vereyim Canı mı istersin gül mü dereyim Felek beni parsel parsel eyledi Yeşil mi istersin al mı vereyim?!
Bu can tende yalnız bir can değil ki Can içinde bir de canan var bil ki Kâlbimde baharın gül ile ilki Çiçek mi istersin bal mı vereyim?!
Elim ile yârin yazmasın dürdüm Mendile gül yüzün kokunu sürdüm Karlar ile erir, dağla yürürdüm Sahralarda çimen, göl mü vereyim?!
Yetmez mi ey gönül çektiğin çile Bülbül olup güle döktüğün dile Yârsiz boyun büken bu garip kula Gül ibrişim ipek şal mı vereyim?!
Su gibi akıyor durmuyor zaman Gözüme bakıyor bir ceylan aman Derinden yakıyor, sellerin yaman Ayrılık mı dedin, sal mı vereyim?!
Gönül havalandın enginden uçtun Zühre yıldızının denginden geçtin Yâr gözünde dolup dolup da taştın Umman mı istersin, çöl mü vereyim?!
Şaban Aktaş 12.08.2017
TEK RESİM
Yerinde kalsın öylece Gül yüzlü o güleç resim Baktıkça ben gündüzgece Kâpten sessiz gülümsesin
Gülümsesin gülümsesin Duymaz oldum gülüm sesin Nice yıllar ötesinden Cıvıl cıvıl gelir sesin
Seni de benden aldılar Sevmekten mahrum kıldılar Beni bir deli bildiler Yüreğimi kim ne bilsin?!
Gülümsesin gülümsesin Duymaz oldum gülüm sesin Nice yıllar ötesinden Cıvıl cıvıl gelir sesin
Yüreğimi kim ne bilsin Bir kılıca kın değilsin Uzaksın yakın değilsin Cıvıl cıvıl gelir sesin
Gülümsesin gülümsesin Duymaz oldum gülüm sesin Nice yıllar ötesinden Cıvıl cıvıl gelir sesin
Haydi şimdi işine bak Her gün aşka düşene bak Gözden düşen yaşına bak Ner’de olsam bulur sisin
Gülümsesin gülümsesin Duymaz oldum gülüm sesin Nice yıllar ötesinden Cıvıl cıvıl gelir sesin
Şaban AKTAŞ 02.08.2017
SAPIK MECZUPLAR
Kimse sorgulamıyor doğru dürüst Nedir çektiği milletin Haddi hesabı yok içinde olduğumuz Gaflet ile cinnetin; En iyisi mi ayırın ikiye milleti(!) Dinli dinsiz, donlu donsuz, Bilimden nasibini almayanlar Bilimin sunduğu olanaklardan Hiç mi hiç yararlanmasın; Ne evinde elektrik ne ampul Ne de buzdolabı çamaşır makinası Televizyon, ütü, cep telefonu Araba dahi kullanmasınlar, Ne doktor ne ilaç Bakalım kim kime nasıl muhtaç; Ayıralım oturduğumuz semtleri Biz onların yüzünü görmeyelim Onlar da bize uğramasınlar Görelim o zaman, kim kimi üzecek Kim kimin çocuğunu nerede Ne zaman, nasıl ne deyip düzecek; Hiç sesini duymak istemiyorum Dindar geçinen iki yüzlü Riyakâr yalancı münâfıkların Yeteceği varsa yetti gayrı Mayası bozuk meczup sapıkların!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MEHMET NİŞANCI & DENİZ CİNGİZ'E AĞIT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MEHMET NİŞANCI & DENİZ CİNGİZ'E AĞIT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.