Sen açlıktan önce gelirsin; Cinsel bir obje değilsin Yok böyle bir yaşama sevinci Aşkımsın çünkü benim Bu aşk sıradışı Kolayca anlayabileceği bir aşk değil herkesin Bu aşk bir nefeste sonsuzluk Bir anda "Big Bang" Dengi ateş, dengi nar, bengisu Uyuyup uyanmamacasına Aç susuz Uzadıkça uzayan mutluluk Sen açlıktan öncesin Seni seven aklını yesin, delirsin Sevgilim Bir delinin hakkından en iyi sen gelirsin! Deli ile delirten bir arada Ayrılmaz bütünüyle kainat Zıtların birliği üstüne kaim Döner durur her daim Veliliğini belirten insan-ı kâmil Giderek genişleyen evren Ancak böyle bir aşkın ateşine ş/âmil Delilik ile deha arasında kıl payı f/ark Sevgim taparcasına büyük sana Yalvardığım zaman oldu "Tanrım bu kadar aşk yeter bana!" Ne olur çıldırtma beni, akıl payı bırak! ... Yüreğimde doludizgin uçan atın Aşkı ile tüm tabular yıkılır; Işığıyla nur yüzünün Bir ucundan girip kainatın Öbür ucundan çıkılır... "Işık, daha fazla ışık!"* Ruhumuz ezelinden beri Doğası gereği güneş gibi Taaa doğuşundan yanmaya alışık...
Şaban Aktaş 13.08.2017 - 12.15
(*) Alman şair Goethe’nin ölür iken son sözleri.
VAR İLE YOK ARASI
Raflarda yığınla Dergileri avuçladım Karıştırdım birkaçını Niyetim eskiye dair Bir şiirimi yayınlamaktı Buldum da nitekim?!
Fakat çevirdikçe Tozlu sayfalar arasından Şairler, yazarlar geçti Salih MerCanoğlu Yunus Yaşar, Osman Polat Musa Öz, Mehmet Demirhan Haldun Çağlayan, Ahmet Ada Veysel Çolak, Yılmaz Arslan Ağırlaştım giderek Taşıyamadım dergileri Toplayıp, gerisin geri Aldığım yere bıraktım. Bir o zamanlara Bir de zamana baktım; Sayfalarda eski şiirleri Sesleri kulağımda Nerede o eski dostlar Üç dergide dört adam Artık şimdi yoklar?! Sarı bir hüzün sardı içimi Bilen varsa söylesin Var mı başka Ağrısız acısız Ölümsüz yaşama biçimi?!
Şaban Aktaş 13.08.2017- 18.50
YILLARCA TAŞIDIM BEN O YARAYI
Yıllarca taşıdım ben o yarayı Kesip atmasaydım, öldürürdü yâr Yıkıldı gönlümün köşkü sarayı Sanki tüm suç benim, ne günâhım var?!
Huyu bozuk insan söze gelmiyor Merhametsiz vicdan dize gelmiyor Yalan ile dolan bize gelmiyor Yalanım yok benim, ne günâhım var?!
Dıştan bakıp yâr gözüne inanma Ölçmeden tartmadan sözüne kanma Her insan kendindir, dengindir sanma Özü çürük ise, ne günâhım var?!
İki baş yastığa zorla koyulmaz Gönüller bir olsa aşka doyulmaz Nankörlük cahile kötü sayılmaz Ayırdıysam yolu, ne günâhım var?!
İyiyken kötüye yaranamadım İki yüzlü çirkin davranamadım Yalanı bir türlü öğrenemedim Hak hakikat yolum ne günâhım var?!
Çok söyletmen beni dertlerim çoktur Çektiğim acıya had hesap yoktur Cehennem dediğin sinemde oddur Yanıp kül olduysam, ne günâhım var?!
Aktaş’m dert çile erene hastır Acıyı ilaç bil yarene bastır Hak’kı sevenlerin gönlü hep yastır Hâlâ dilden düşmez, her gün ahım var...
Şaban Aktaş 13.08.2017 - 22.18
KISA ŞİİR
Beyni ısınan telefon Ne diye surat ediyor; -Kapat gayrı, son! İnsan beyni de işte Aynen böyle kızar, O öfkeyle kalkar Kısa şiir yazar!
Şaban Aktaş 13.08.2017 04.15
Ç/AKILTAŞLARI
Sabah sabah arkadaş listeme Şöyle bir gözattım Maşallahı var dostlarımın Her biri çok kıymetli benim için Birini diğerinin yerine koyamam...
Dost demek Bir deste iskambil kâğıdı değil ki Dostlarım ile Kumar oynar gibi oynamam İyiliğini gördüm Kötülüğünü görmedim kimsenin...
Dostlarım benim sevincim Neşem, mutluluk kaynağım Zor zamanlarımda En güçlü dayanağım Canım sevgili dostlarım benim Yeni bir güne başlarken Hepinize içten bir merhaba Sevgiyle umutla günaydın...
İyi ki varsınız dostlarım Bilgi, donanım, erdem İnanın sizler hiçbiriniz sıradan değil Arı duru, tertemiz Sahilinde yıkanan çakıltaşları gibi Yüreğimin parçasısınız her dem...
Şaban Aktaş 14.08.2017 - 10.57
GÖNÜL YÜZLÜ ÇİÇEK
gece sonsuz kara bir kıl çadır kadar büyük sen ile benden geçiyor ekseni yani orta direksin düğümler arasından yıldızlar parlıyor sanırım oğlak dönencesindeyiz oğlak oğlak bakıyor gözlerin...
sen ey dalında güller açan fidan üşüşmüş yıldız kümeleri börtü böcek gibi dallarına susuzluktan kurumadan ağustos böceklerinin dilinde figân gel sen beni de al bahar dalı, çiçekçiçek kollarına sen ey gönül yüzlü çiçek bir yürekten geçen bir dilekte açan bir yürekte göçen en güzel çiçeksin; ölümsüzlüğüne adandı bu şiir dikenin yaprağın kadar güzel bakışınla delip geçen kirpiklerin sivri uçlu birer hançer; benim ile ağlayıp benim ile gülecek benim ile solup gideceksin...
uçup gelen esin perisi uçup giden kelebeksin bende ikiz ruhun ile binbir türlü çiçek renkahenk börtü böceksin... bazan yerden göğe çıkarsın bazan gökten yere bakarsın ayçiçeğim, ateş böceğim ışığın işler genlerime; en son birlikte gezdiğimiz de/seninle nasıl da işlemiş yüzün Güzelyurt Vadisi’nde fotoğrafını çektiğim kenger çiçeğine?!
bakışın öyle gizemli öyle güçlü ki senin birlikte olduğumuz her anı saniyesi salisesine siyahbeyaz bir film; kemiğimden iliğime işledi desenin ahenk oldun, ritim oldun şarkılarımın, türkülerimin perde perde tel tel sesine...
her güzel çiçeğin var elbet dikeni tomurcuk gonca gül gibi çölde açan kaktüs Aktaş’a işlenmiş; sütbeyaz mermer üstünde friz Güzelyurt Vadisi’nde İğde çiçeği kokulu benim ile gezer hâlâ güzel bir kız; bir yamaçta çiçeğe duran akantus...
Şaban AKTAŞ 13.08.2017 - 03.12
Doğaçlama bir şarkı doğrudan şu an yazıyorum;
OH OH İŞTE NE GÜZEL!
Oh oh işte ne güzel Haşlanmış patatesler Yanında bir demli çay Kahvaltı keyfine say!
Peynir zeytin nerede Aç hele şu dolabı Şurda kaşar kalıbı Şu tabakta zeytin var Yetmez mi ki bu kadar?!
Ekmeği biraz ısıt Dilim dilim tavada Birazcık tereyağı Doldur bir bardak da süt Üstüne bir de bal var!
Her şey çıktı ortaya Çayı doldur bakalım Afiyetle yiyelim Sonra "Şükür" diyelim...
Şaban Aktaş 13.08.2017 - 14.49
Evet benim için kahvaltı yeni başladı, inanmıyacaksınız ... Müziği de beraber geldi...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DELİSİN! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DELİSİN! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.