YAZGISINI SEVDİĞİM SÖZLER-I
"Karın yağdığını görünce, kar tutan toprağı anlayacaksın. Toprakta bir karış karı görünce, kar içinde yanan karı anlayacaksın."-Sezai Karakoç
1. HEP AĞIR kalbinin sızısını saklama arkadaşım! doğmayacağını bilsen bile bir gün güneşin yürü loş sokaklarda, rütbesiz yürü, bayraksız yürü mâverâünnehir’e dökülen ne kanlar göreceksin seni kimse sevmese, ne fark eder ki tek bir orta zekâlı alkışlamasa -hayatına yüklediğin anlam, bedeninden hep ağır- su kirlendi, söz çürüdü, tuz kokuştu nasılsa 2. BUNLAR YETER bir kaşık su yeter bana usullacık iki öpüş, yanağımın kıyısından ömrümün son ânında yeter birkaç çocuğun kıkır kıkır gülüşmesi terk edilmiş duvarların ardında ruhum göğe salınırken bir ispinoz havalansın hafiften başucumda 3. NAHİT ULVİ’NİN ARDINDAN nahit ulvi akgün öldü, duydunuz mu izmir’in sokakları şiirsiz kaldı kordon boyu turlarının, nargile çekmelerin izmir’de yaşamanın tadı kalmadı nahit ulvi akgün adındaki o koca çınar serçelerle yatar ve sevdalarla kalkardı şimdi nasıl sevecekler, nasıl sevilecekler izmir’in âşıkları külliyen öksüz kaldı 1995 4. ESKİ GÜZELLİKLERE ÖVGÜ türkülerce yürürdük kaçak tütün sarısında eski dostlar! hülyâlanmak ve dinçlik ömrümüzden taşardı eski sular! göçerdik beraberce kimsesizler acısını sağaltmak için eski kuşlar! dertlerimiz yüceydi dağlarımız civanmert eski suçlar! sizi bir kez olsun rezil etmedim kendim sayısız kez rezil olsam da eski sevdalar! 5. DAĞDAĞASINDA GÖZLERİNİN hangi yönündesin okyanusumun sesinde fesleğenler sesinde darmadağın bir bekleyiş: uzun mu uzun nemrut’tan mı, süphan’dan mı buruk ve baygın yana-yakıla aka-kıvrıla ömrünün netâmeli serencâmında parçalandığım bırak artık gözlerinin dağdağasında konaklayayım |