KÜÇÜK DUYARLIKLARIN ŞİİR(LER)İ-X
46. EYLÜL GELDİ
eylül geldi, hüzün demektir bu eski sevdaların hepsi kımıldar içinde bir kum tânesine bile titreyerek bakarsın onca yaşanmışlığın kekremsi tadı dilinde yaprağını döktükçe ağaçlar, sen de dökülürsün gençliğini ararsın daracık sokaklarda, bulamazsın nereye baksan yapış yapış bir tedirginlik eylül geldi, açıkçası hüzündür bu 47. BİR RİCÂ candaşım ciğerpârem iki çiçeğin sımsıcak söyleştiği bir saatte gel geleceksen ve mutlaka birkaç dize okumanı istiyorum jose marti’nin bir şiirinden şafak sökerken mi olur güneş kavuşurken mi onu da sen belirle! değilse kabûl etmem 48. BİR ŞAİR saçlarından daha dağınık kaderiyle bir şair tutukludur ilelebet turna kucaklamaktan nereye gitse sarmalanır gövdesi bir dizi sardunyayla bir şair: ressam miro’nun aykırılığını sindirmiş hayatına “yaralı kısrak ve yavrusu”(x)nu hüseyin gezer’in iliştirir saçlarına güz artığı güneşi suçlarından daha sarışın kederiyle bir şair (x): Hüseyin Gezer’in bir heykelinin adı. 49. UMUDUN YIRTIK KUMAŞI yıkımların ömrü uzun, sevgilim iyiliğin, mutluluğun, gönüldeşliğin kısa fedâ ederim kendimi, ipeğin hışırtısı dünyayı teslim alsa umudun kumaşı yırtık kimse sevmiyor özgecilikle sevda çekeni ay parçası kızların, dal gibi oğlanların ışığı sönük arı-duru bir bakış ararım da bulamam içeriği kirlenmemiş iki söz bile yol arkadaşım olsa katar katar turnalar bâri gözlerim açık gitmese! 50. KADIN VE ADAM kadının yüreğinde bir düzine şamdan var gözbebeklerinde binlerce havâi fişek aklının uçurumunda kasırgalar yağmurlar adam usanmaksızın kuşları bekliyor allahuekber dağları’nın ötmeyen kuşlarını kadının her tarafı zencefil ve gül adamın aşk acısı |