KÜÇÜK DUYARLIKLARIN ŞİİR(LER)İ-VIII
36. YÜZÜN GEÇİYOR
sesimin ortasından yüzün geçiyor yüzün: yeni düşmüş çiy kokusunda yüzünden yansıyan çağrışımları bırak, götüreyim dağ-başlarına dağ-başları bizim eski dostumuz sır vermişiz zaferde ve bozgunda gidelim mi, ne dersin, bekliyorlardır rengârenk kederlerin boylanışında bunu meddahlar bir de ayyaşlar bilir böyle yaşayışlarda aşklar gizlidir 37. KADER sorup durmayın bana "şiirimiz karadır abiler" (x) kaderimiz şiirimizden kara (x): Ece Ayhan’ın bir dizesi. 38. ELVEDÂ öpeceksen öp artık, gidiyorum turkuvaz mâvisi düşüncelerle belleğimde bin boyutlu bir zaman bir de gül sokulu ensekökümde baksana: tüm kuşlar halaya durmuş püfür püfür bir serinlik her yerde vallahi ve billâhi gidiyorum külhâni ve bâkir hayallerimle kırık aynalara yansıyan ömrüm hangi yola düşse yürür sessizce 39. TUT ELLERİMİ belli ki: akarsuların kız kardeşisin sana bağlanışım bu yüzden işte bütün bütüne yosun kokuyor ellerin çok afacan çocuklardan almışsın rengini zaman zaman yağmurlu, zaman zaman güneşli günlerin gerçeğinden fırlayıp gelmişsin konuşmanın gizilgücünü senden öğrendim sevişmenin sarmaşıklı gizemini de insan kokuşlu gülücüklerine nasıl imrendim daha ne bekliyorsun, tut ellerimi tut ki sevdaya tuzak kuranlar çatlasın çöksün dünyanın ağırlık merkezi 40. ÖYLE BİR ÖZLEMEK Kİ mektuplarını özledim sitem edişlerini muhakkak her seferinde direnci ve dostluğu dile getirişini üstün-başın ilkbahar kokusunda mı? dudaklarını özledim mâsum gülüşlerini dünya küle kokuyor oysa güle kokmalıydı güle, deyişlerini gözün-kaşın nihâvent makamında mı? bakışlarını özledim uslu duruşlarını bir haksızlık görünce acıyla ve sevdayla yumruk sıkışlarını sıçrayışın güvercin kıvamında mı? |