DÜĞÜNLERİMİZ
Günler öncesinden hazırlık başlardı,
Davul zurna çalarak bayrak kalkardı, Ladik teyze köyü ohuntuya dolanırdı, Yolda dağılırdı eskiden düğünlerde. Erkekler toplanır düğün kayesi seçerdi, Seçilen kayenin herkese sözü geçeridi, Ters eşşeğe binilip salıhçıda gidilirdi, Birlik beraberlik vardı eskiden düğünlerde. Damatla sağdıç vedalaşır yerine giderdi, Düğün boyunca büyüklerine görünmezdi, Töre gereği müsade almadan gidemezdi, Damat döşeği olurdu eskiden düğünlerde. Akşam sağdıcına teslim edilirdi güveyi, Düğün sahibi keserdi koyun yada düveyi, Kazanlar kaynardı,pişerdi düğün yemeği, İzzeti ikramlar boldu eskiden düğünlerde. Güveyi odasında sergilenir türlü oyunlar, Girilmesi yasaktı katı konurdu kurallar, Cezaya çarptırılırdı bu kuralları bozanlar, Disiplin, korku vardı eskiden düğünlerde. Oyunlar çıkarılırdı sağdıç yerdi dayağı, Heycandan titrerdi damadın eli ayağı, Sırtına yüklesen taşırdı kocaman dağı, Adet ve töre vardı eskiden düğünlerde. Vururdu tokmağı hızla,çoşardı davulcu, Zurnacı yorulurdu, zor toparlardı gücü, Uzadıkça uzardı, bitmezdi halayın ucu, Geç saatlere kadar sürerdi eski düğünler. Düğün sahibine birikenler unla bulgurdu, Kadınlar toplanıp sulu köfteyi yoğururdu, Kimseler girmesin diye kayeler dururdu, İmece usulü yapılırdı eskiden düğünler. Kına pilavının lezzetine doyum olmazdı, Bahşiş takmadan sandık asla kalkmazdı, Taşla yol kesilir gelin arabası çıkamazdı, Zarfa para konurdu eskiden düğünlerde. Davul zurnayla köy dolanılır kız toplanırdı, Yemekler pişirilir, güveyi görmeye gidilirdi, Hediyeler paketlenir,damat yerinden atılırdı, Gelenek görenek vardı,eskiden düğünlerde. Görevlilerin yeri belliydi erkeksen otur, Hasta olanları muayene ederdi doktor, Binbaşı, yüzbaşı, hakim, savcısı çoktur, Cezalar ağır olurdu eskiden düğünlerde. Kayeyi sorarsanız validen çoktu yetkisi, Olmazdı kimsenin karşı gelecek tepkisi, Kalmamış ogünlerin bugünlere bir etkisi, Büyük sözü geçerdi eskiden düğünlerde. Bazı çarşamba gününe salkardı bayrak, Türküler söylenerek ağıtlar yakılarak, Gelinin başında olurdu aynalı telli duvak, Damdan şeker atılırdı eskiden düğünlerde. Misafir töresiyle gelirdi çevre köylerden, Davulla zurna karşılardı kalkar yerinden, Sohbet muhabbet dökülür tatlı dillerden, Hörmette kusur olmazdı eski düğünlerde. Karanlıkta kına yakılırdı damatla geline, Kaynana altın takardı gelinin kınalı eline, Gardaş kuşağı bağlanırdı incecik beline, Kaynana bohçası vardı eski düğünlerde. Kapılar kikitlenirdi zordu kızı çıkartması, Heyecan verirdi damada yastık kaçırması, Hele birde kılık değiştirip güveyi basması, Damat dövme vardı eskiden düğünlerde. Kamera yoktuki resim çekilip saklayasın, Parfüm esans neydiki sürüpte koklayasın, Düğün evide yok ki şeker sigara çalasın, Gıymetliydi herşey eskiden düğünlerde. Toplandık salonda bir masanın başına, Yaşlısıyla genciyle girdik şıklık yarışına, Kapılıp gidiyoruz ahir zamanın akışına, Samimiydi insanlar eskiden düğünlerde. Salona girenler kafasının sardığıyla oturuyor Gruplaşma kutuplaşma almış başını gidiyor, Değerlerimiz kültürlerimiz zamanla ah yitiyor, Maneviyat yoğundu eskiden düğünlerde. Tavuk döner ünlendi yaş pastaya talep çok, Yemeğin yerine verilen çerez tutmuyor tok, Masadan masaya selam verenler bile yok, Gösteriş riya olmazdı eskiden düğünlerde. Çekilen resimler sosyal ağda paylaşılıyor, Kızlar erkekler oynayıp birbirine karışıyor, Zenginle fakir belli değil sanki yarışıyor, Herkesin yeri belliydi eskiden düğünlerde. Erdemiyem yazdım özlenen güzel günleri, İnsan unutamıyor yaşadığı giden dünleri, Hayat kısa kırmayalım tertemiz gönülleri, Sahip çıkalım gelin, yitirmeyelim değerleri. |