İKİlem
Ya gökteki yılana ya yerdeki kırlangıca sor rüzgarı.
Kapılıp gitmiş anılar saklı takvim yapraklarıyla, Yıpranmış dostlara sor. Ya ay ışığında ya mum ışığında öğren kör olmayı, İçini yakmış haksızlıklara. Ya asırlara ya saliseye seslen geç kalmışlıklarını, Hiç durmayan zamanın affıyla. Ya bir damla suya fısılda ya okyanuslara haykır, Muhtaç olduklarını... Ya gülen bir bebeğe anlat ya suskun bir emekliye, hayatı Tıpkı kalp ve dilin tezatlıklarıyla. Ya ilk eminönü vapurunda ya gülhane parkının en yeşilsizinde yaz, son satırları Bilmeden, asla son olmayacağını. Sor hadi sor Yosun tutmuş duygularına sor hissetmeyi Dikenlerin neden kaktüslerde sevilmediğini? Ya kendine ya bana sor imkansızlığı Bu ışıksız gökyüzünün altında, ilham bekleyen bana sor. Ebeddiyen döşe harfleri boncuk boncuk, sevda ipliğine Bir tutam umut yetiştir, cehennem meleklerine |