AŞIK EDEBİYATIAŞIK EDEBİYATI DESTAN: Aşık Edebiyatı içinde gezintiye devam ediyoruz.Bu günkü konumuz ise bize yani Türk’lere çok yakışan Destanlar. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir. baba – ccca – ddda Destan : milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış (savaş, göç, istilâ gibi) tarihî olayların (yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi) toplumsal ve doğal olayların çağdan çağa aktarılmış, aktarılırken de hayal unsurlarıyla oluşmuş, süslenmiş, değiştirilmiş manzum söylenceleridir. Destanlar, Araplar’da "esatir", Batı’da “myth" olarak adlandırılır. Destanlar ikiye ayrılır; Yapay ve Doğal Destanlar. Yapay Destanlar: Yazarı belli olan,daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara az yer veren bir destan türü iken, Doğal Destanlar: anonim (yazarı belli olmayan), ilkel dönemde yaşanmış olayları konu alan ve sözlü destan türüdür. Destanlar İslamiyet’in kabulünden önceki Türk Edebiyatına aittir. Destanlar üç safhadan oluşur: 1. Halkın benliğinde iz bırakan olaylar ve bunda rol oynayan kahramanlar, 2. Olayın ağızdan ağıza aktarılması, 3. Yazıya daha sonradan geçirilmesidir. Milletlerin toplumu derinden etkileyen, tarihi önem arz eden önemli olaylarını (doğal afetler, savaşlar, göç, yangın vb.) konu edinirler. Çoğu kez manzum olurlar. Tarih, etnografya, folklor gibi bilimler destanlardaki bilgilerden yararlanır. Destan Özellikleri: 1. Nazım şekli bakımından koşmaya benzer. 2. Nazım birimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı sınırlı değildir. 3. Hece ölçüsünün 11’li kalıbı kullanılır. 4. Son dörtlükte şairin mahlası geçer. 5. Destanda konu olarak toplumu ilgilendiren, heyecana getiren savaş, kahramanlık, isyan, yangın gibi konular, ayrıca; dalkavukluk, gülünç olaylar, parasızlık vb. işlenir. 6. Bu türe en güzel örneklerden biri; Kayıkçı Kul Mustafa’nın Genç Osman Destanı’dır. Not 1: Halk Edebiyatındaki en uzun nazım şeklidir. Bazı destanlarda dörtlük sayısının yüzü geçtiği görülür. Not 2: Koşmadan farkı; uzun oluşudur. Not 3: Âşık Edebiyatı nazım şekillerinden olan destan, milletlerin tarihine ait kahramanlıkları konu edinen halkın ortak malı olan destanlarla karıştırılmamalıdır. İlk Türk Destanları 1.Altay - Yakut Yaradılış Destanı 2.Sakalar Dönemi a.Alp Er Tunga Destanı b.şu Destanı 3.Hun Dönemi Oğuz Kağan Destanı 4.Köktürk Dönemi a.Bozkurt Destanı b.Ergenekon Destanı 5.Uygur Dönemi a. Türeyiş Destanı b. Göç Destanı İslamiyetin Kabulunden Sonraki Türk Destanları : 1.Karahanlı Dönemi Satuk Buğra Han Destanı 2.Kazak-Kırgız Kültür Dâiresi Manas 3.Türk-Moğol Kültür Dâiresi Cengiz-name 4.Tatar-Kırım Timur ve Edige Destanları 5.Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri a. Seyid Battal Gazi Destanı b. Danişmend Gazi Destanı c.Köroğlu Destanı ÇANAKKALE Övün ey Çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin o düşmana bir tek gün. Sen ki büyük milletin, savaş gördüğü o gün, Düşmanların Ülkeme, sen üşüştüğü yersin! Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla. Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin! Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden. Sen onların açtığı bayrağın alevinden, Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin! Toprağından fazladır sende yatan adamlar, Irmağın kanla çağlar, yağmurun kanla damlar. O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar, Sen silahın inançla, son döğüştüğü yersin! Bir destana benziyor senin bugünkü halin. Okurken duyuyorum sesini ihtilalin. Övün ey Çanakkale, sen Mustafa Kemal’in, Yüz milletle yüz yüze, ilk görüştüğü yersin! Faruk Nafiz Çamlıbel (1898 - 1973 ) Bu da Aşık Lüzumsuz’un 15 Temmuz Destanı ON BEŞ TEMMUZ DESTANI İyi bak ey Avrupa, şu gençteki imana Çelik paletli tanka,”dur” diyordu arkadaş “Bizi yok sayamazsın” işte sözdeki mana Bilmiyorsan tarihe, “sor” diyordu arkadaş On beş Temmuz gecesi, azdı yine it soyu İnançları sömüren, başta gördük Fetoyu Kökeni Türk değilse, ne bilir düğün toyu Haydi üstüme tankı,“sür”diyordu arkadaş O gece gördü herkes, çelik yürekli eri Elinde bayrağıyla, cenge çıkmış neferi Akıncı’dan kalkarak, bombaladı her yeri Gasp ettiğin uçakla,”vur” diyordu arkadaş Genç, yaşlı, çoluk, çocuk, hepsinin aynı dili “Bu can kurban” demişler, asiliyle, vekili Ülke tek yumruk olmuş, hem de seksen bir ili Meydanlar insan seli, “gör” diyordu arkadaş Şerefli Türk ordusu, işinin başındayken Hele böyle bir günde, Ülkem tehlikedeyken Sokaktaki her yiğit, şehitliğe adayken Karşıdan bakmak bize,”ar” diyordu arkadaş Talimatını vermiş, Pensilvanya’da ki kaçak Bilmiyor ki bu hain, başına iş açacak Yıldıramaz bizleri, ne top, ne tank, ne uçak Göğsünü siper eden,”var” diyordu arkadaş Lüzumsuz’um bu Millet, asildir ve özeldir Kutsalıdır vatanı, yüzü, kalbi, güzeldir Asırlardır Dünya’da, özgür esen bir yeldir Bu gerçeği görmeyen, “kör” diyordu arkadaş Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ Kana susamış hain ipi kopartmış itler Hepsi hacı hocaydı katil olmuş müritler İhanet çemberinin ortasında yiğitler Vatan için sinemi yar diyordu arkadaş.... Gümüş hilal |
Hele böyle bir günde, Ülkem tehlikedeyken
Sokaktaki her yiğit, şehitliğe adayken
Karşıdan bakmak bize,”ar” diyordu arkadaş
Talimatını vermiş, Pensilvanya’da ki kaçak
Bilmiyor ki bu hain, başına iş açacak
Yıldıramaz bizleri, ne top, ne tank, ne uçak
Göğsünü siper eden,”var” diyordu arkadaş
Lüzumsuz’um bu Millet, asildir ve özeldir
Kutsalıdır vatanı, yüzü, kalbi, güzeldir
Asırlardır Dünya’da, özgür esen bir yeldir
Bu gerçeği görmeyen, “kör” diyordu arkadaş
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
çok güzeldi Üstadım,Bilgilendirmelerin içinde Allah Razı olsun Dua ve selamlarımla.