ÇİĞDEM KIZ'A AĞITŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Çiğdem, yakın akrabam. Çakmak çakmak gözleriyle hayat dolu bir genç kızdı. Kahkaha çiçeğiydi bir çeşit. Günün birinde, tarım ilâcı içerek canına kıyacağını hiç kimse düşünemezdi. Umutsuz bir sevda serüveniymiş sebep. 20. yaşının henüz başındaydı.
ısıtmıyor artık güneş
kuşlar uçmuyor inanır mısın bilemem eskisi gibi eskisi gibi yağmur yağmıyor tadı kalmadı türkülerin de çiğdem kız dudaklarımızda ağıt var ağıt var öylece yalnız yüzümüzde bir donukluk dönüp de görebilsen yüreğimizde bir burukluk bir burukluk ki bilebilsen boynu bükük duruşu sözün ve sevgilinin içimize işliyor ah içimize duvarda gelinliğin gökyüzünün çıtkırıldım mâvisi külrengine dönüştü çıldırmışça püskürüyor sanki çıldırmışça püskürüyor yanardağların tümü dizlerimiz dermansızdır şu çirkin dünyadan sen göçeli söyle nasıl dayanılır söyle nasıl ne yapıp ne etmeli ’ölüm adın kalleş olsun’ demişti ya enver gökçe şimdi yürekten haykırıyoruz şimdi yürekten yuh olsun şu ölüme! |
kısacası harika...(hayatın gerçekleri üzücü olsada)