ZAMANIN İPİ
Zaman erir ve akar su misali an be an
Ömür dediğimiz şey bir rüzgar ki pek yaman Sarmalarken benliği geç kalmanın sancısı Dizelerde şahlanır dikenli gül goncası Tutmaya çalışırken, kaçar zamanın ipi Kor ateşten bir sicim ben de onun talibi Alın yazısı mıdır alnımda ki çizgiler Gel gör ki ritim tutar gönlümdeki ezgiler Güneş miydi solduran başımdaki gür saçı İstemesek de taktık telkari gümüş tacı Bağrımıza dolaşır bir kaç gül bir kaç çalı Kendimize dost sandık her bir eğilen dalı Yaşasakta an ve an yürek sarsıntıları Uçurduk hep göklere bembeyaz martıları Fidanlar ağaç oldu zaman akıp geçerken Koskocaman bir ömrü bir yudumda içerken Gam çekerken içime her nefes her yudumda Afagda yolculuk var yaklaşır her adımda Tılsımlı bir süreçtir yol ezelden ebede Evren sona etmekte gelinen son haddede İşte o an değişir zamanda yer ve mekan Hakikat tek vakit bir, artık duruyor zaman Son sözler söylenir, suskun dillerde kelam Esselamün aleyküm ve der aleykümselam Selma Çanakçıoğl 5 Temmuz 2017[ /kalin ] |
İstanbul'u bilmez gönle cefa var
Can ile cananı sev ki sefa var
Güzelsin İSTANBUL sevgili kadar.