Niksar Güzellemesi
“Siz baksanız bir şey göremezsiniz
Benim yurdumdur orası! Ardıçlar, gürgenler, tozlu yollar… Tokat’la Niksar arası”(Cahit Külebi) Zifiri gecenin gök boşluğunda Karanlığı boğar ay’ı Niksar’ın Yaşlı çınarların sarhoşluğunda Sohbetin demidir çayı Niksar’ın Dalgalanır bayrak kale burcunda Şehidimin kanı, yaş var harcında Yiğitler nöbette, vatan borcunda Gönlümüze düşer say’ı Niksar’ın Külebiler uyur Anıt Mezar da Ayağının izi saklı pazarda Yürek kalemiyle şiir yazar da Külebi’ye düşer payı Niksar’ın Şehit anneleri karalar bağlar Plevne şehrinde bir yetim ağlar Osman Paşa’mıza ses verir dağlar Dağı, taşı aşar tayı Niksar’ın Bayrak nöbet tutar şehit yanında Zalimler boğulur asil kanında Pas tutmuş kılıçlar durmaz kınında Okla vedalaşır yayı Niksar’ın Kelkit’ten beslenir Niksar Ovası Gençlik iksiridir temiz havası Bu diyarda yaşar insanın hası Garibin dostudur, bay’ı Niksar’ın Hatıralar düşer yollara yaya Bir varmış, bir yokmuş; sanki bir rüya Karşıbağ’da dalar sonsuz uykuya Cahit Külebi’dir beyi Niksar’ın Masmavi göğünde turnalar uçar Bahar geldiğinde çiçekler açar Sıladan ayrılan gurbette nâçâr Bengisu misali meyi Niksar’ın Türküler söylenir, sazlar çalınır Kelkit Çayı’nda hep suya dalınır Yayla havasından şifa alınır Ruhuma ilaçtır ney’i Niksar’ın Keşfi Meydanı’nda hayat akarken Ayrılık hasreti yürek yakarken Bulut yaş döküp de şimşek çakarken Güle şarkı söyler çiyi Niksar’ın Kuzeyde yükselir Canik Dağları Kavranlara dolar yayla yağları Ne bereketlidir yeşil bağları Her derde dermandır suyu Niksar’ın Bahar geldiğinde çiçekler açar Soğuk sularından yolcular içer Bu kenti görenler kendinden geçer Hiç aratmaz şehri, köyü Niksar’ın Al bayrağı okşar her seher yeli Bülbüllerin güle yetişmez eli Taş Mektep’te ne der taşların dili? Toprağında vardır büyü Niksar’ın Çamiçi’nde koyun kuzu meleşir Pehlivanlar çayır çimen güleşir Dostun kederini, dostlar üleşir Bir başka güzeldir huyu Niksar’ın Türk alperenlerin kavli, ahdisin Sevda çekenlerin gönül bahtısın Danişmentlilerin payitahtısın Tarihe kök salmış boyu Niksar’ın Zamanı öğütür Saat Kulesi Hüseyin Gazi’nin güldür nefesi Karşıbağ’dan gelir Emrah’ın sesi Gönlümü şen eder toyu Niksar’ın Bahçesinde açan gülleri güzel İnce bellilerin halleri güzel Bal kaymak misali dilleri güzel Gönülde sohbeti koyu Niksar’ın Yılanlı Köprü’den geçmeyen mi var? Ayvaz sularından içmeyen mi? Dünya gurbetinden göçmeyen mi var? Haysiyet timsali soyu Niksar’ın M. NİHAT MALKOÇ |