ŞİİRLERİN TÜRKÜLERİN DİNMEYEN AHIne temasıyız ilk şiirin aşka akan dize dize ne de sonuyuz şiirlerin ayırılğı yol eyleyen ne yananıyız ilk bu ateşin küle dönen duman duman ne de son yananıyız rüzgarla savrulup toz olan ne limana varan ilk gemiyiz demir atan mutluluktan ne de son gideniyiz gözyaşlarıyla uğurlanan ne ayıyız ilk,gecenin yıldızlarla dost ne de son yalnızlığıyız aya yıldızlara küs ne doğan güneşiyiz ilk,günün zemherileri bahara kesen ne de sonuyuz kışların tipiye tutulan ne yazılanıyız ilk,yazgının usul usul yazgısna akan ne de son yazılanıyız hiç akmayan ayrılmıştı keskin bir bıçakla iki zıt dilime zaman mutlu ve acı anlar takılıp kalmıştı en çok acıya boşunaydı direnişi hüküm acıdan yana şiirleri kıskandıracak kadar şiir gözlüydü kadın türküleri ağlatacak kadar türkü sözlüydü adam ne şiirler yazabildi o gözlerdeki hüznü ne türküler söyleyebildi o inleyen nağmeleri belki de şiirlerin türkülerin dinmeyen ahıydı soluk soluğa...z.z.i. |
Bu ten denen mezar içinde aslında birer ölüyüz
Şiirinin her mısrası uyandırmaya yönelik bir sesti
Türküsü dilden düşmediyse de
Yürekten şarkısını dinledim
Dinletti mısraların o duyulmayan sesi
İnci gibi dizdiğin dizelere tebrikler diyorum
Yürek sesin asla susmasın
Muhteşem bir şiir okuttuğun için çok çok teşekkürler