HAZİRANDA TERKETMEMenekşeler ağlamasın Dökülmesin yapraklar sen giderken Dalgalar dövünmesin Deniz kumsalına küsmesin Yeniden uyansın yorgun kuşlar Ağaçlar yeniden baharı beklesin Güller solmasın zamansız Daha vakit erken Kardelenler cemreyi beklesin Hiç olmazsa bahar gelsin Sen benden giderken …………… Mum alevine dönmesin umutlarımız Gece çekilmez bir karanlık olmasın Soğuk gecelerde ısıt ruhumu Kırık bir ezgi kalsın geriye Hiç bestelenmemiş,bestelenmeyecek olsun Ayaz vurmasın yağmur gülünü Bahar gelmeden solmasın Umutlarım haziran gelmeden bitmesin …………… Kuş sesiyle uyansın sabahlar Rotasını kaybetmiş turnalar Cıvıl cıvıl bir şarkı bestelesinler Kır çiçekleri yine hüzünle devinsinler Fesleğenler kokunu kıskansın ne çıkar Kokunu alıp götürmesin rüzgar Gözlerinle bir resim çiz gözbebeklerime Gözlerimde izi kalsın Sen benden giderken Gözlerin gözlerimi terk etmesin Düşlerle bulutlara karışıp Gök kubbeye bir sevda yazalım Adı aşk, soyadı umut olsun Hüzünlerim yine gözyaşı olsun Mevsimler bir bir akıp gitse de Ne olur beni haziranda terketme…. |
Gece çekilmez bir karanlık olmasın
Soğuk gecelerde ısıt ruhumu
Kırık bir ezgi kalsın geriye
Hiç bestelenmemiş,bestelenmeyecek olsun
Ayaz vurmasın yağmur gülünü
Bahar gelmeden solmasın
Umutlarım haziran gelmeden bitmesin
Hani deriz ya “mum alevi cılız bir ışıktır, aydınlık vermez çevresine” Oysa ne kadar da yanlış bir düşünce ve inanıştır bilir misiniz? Mum ışığı umuda ve aydınlığa aşılan ilk ışıktır. Fitil yandıkça eriyen mum bir sonraki mumun hazır edilesi anlamındadır. Hiç bir şekilde tüketmez ışığını ve hep bir sonraki mumun elimizde beklemesine neden olur.
Hiç bir ay birbirinden güzel değildir. Hepsinde farklı duygular yaşar., farklı hazlar alırız.
Aralık soğuktur iliklerimize kadar ama bembeyaz karlarını dökerken saçımıza, tüm soğukluğunu unutur eğilip yere alıveririz ayalarımıza. Süreriz yüzümüze o bembeyaz karla alabildiğince hissetmek isteriz yüreğimize kattığı umudu.
Mart ölmüş gibi duran doğanın ilk nefes alışı, ağaçların çiçeğe duruşu, toprağın canlanışı ve kuşların yeniden geri dönüşüdür.
Haziran yakıcı güneş ışınlarının, kışta üşüyen tenimizi alabildiğince ısıtmaya başladığı ilk aydır. Kişinin doğup gelişme ve olgunluk devresi var ya, haziran olgunluk devremizdir ve o Olgunlukların içinde yitip gitmek istemeyiz. Çünkü yapmak isteyip de yapamadıklarımızı yapma zamanıdır.
Ve Eylül tam bir bitiştir. Ağaçlara sımsıkı bağlı dalarlının ucunda güçsüz kalmış insan gibi sararan yaprakların yerlere düşerek dallarından ayrılması gibi insanların da ayrılık ve hazan mevsimi başlamıştır. Acılara ve sona kendini hazırlamıştır insan. Ne kadar da istemese ayrılıkları ve sonları mutlaka yaşayacaktır hayatının her evresinde EYLÜL’leri
Haziran değildir terketme ayı ve bu ayda asla düşünmez sevgiler ayrılıp gitmeyi. Küçük bir mum ışığı gibi olsa da umut sarılın sıkıca ve sakın ama sakın kaybetmeyin yaşamınız boyunca.
Elinizdeki bitmeye yüz tutmuş mumun hemen bir yenisini alın elinize ve yeniden yakın gitmemesi için.
Çok özel bir şiirdi ve özel bir anlatım idi. Hüzünlendirdi beni ve dertleştim dizeleriniz ile. Sanırım onlar anladı beni ve eminim sizide anlayacaklar.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize
onurrumsun tarafından 8/16/2008 6:14:08 PM zamanında düzenlenmiştir.