Pikapta Hüzün Çalıyor
taş duvarlarla örülü bu bahçede
korkuları makas alıp budamalı yeni dallar ipçik vermeli yüreğimde çiçekler baskın yapmalı hazan yüzüme… sen hiç olmamalısın kirpiklerimde o bahçenin en kuytu köşesinde bile sağır duvarlarınla git, lal bana kalsın aşkın suya vuran şavkı birde… düz taban yüreğimden kime ne freni olmadı, seyyah oldu bu âlemde dokunmayı bilseydi sarılırdı vuslatı sevseydi, kanı bizar olmazdı… vurdun yine…dökülmüşlüğüm savruk yalnızlığım kaldı geriye bir de merhabanın tazeliği penceremde güne, gülümseyişlere her adım… ellerim, aşkın cansızlığına bakıyor ve senin dokunuşların, ağlıyor ben değilim, gönlünde acı bırakan ebruli bir akşamda pikapta hüzün çalıyor… ilknur köknar(Sokak Kaçkını) |