Dudak payına sığmazken acılarım
Dudak payına sığmazken acılarım
İçimde ki hüzün denizlerinde Yavaş yavaş tortulanırken Çılgınca çamura bulanıyordum Korkak gözlerimin çıtı çıkmıyordu Gebe bulut gibiydi Darası alınmış sözlerim kabar kabardı Sırtında sayısız ihanetler kol gezerken Uçuklamıştı yüreğimin sevgi uçları Engeller koyuyordu araya aynalar Baktıkça yokluğuna nemli, nemli Utanmaz bir ayrıntının gölgesine düşmüştü Kokuya bulanmış efkarım Bir ayrılığın illetin de inilerken Sözlerim ise ağır marazalıydı Bir bakışın uzaklığında Üşürken gözlerim Erken sökülen şafakların Diline düşmüştü Acıyla sorgulayan yanlarım Oysa başında taşırdı geceler Ağırlarken gözü dönmüş sevdamızı Artık şimdi sürgün düştü Azıksız yokluğunla içimin kuyularına Dilimde ki harfler Uğruyordu birer birer saldırıya Sözcüklerim ise esir düşmüştü Hayasızca yakan AŞK’ına Çapkın yağmurlarla mola vermeliydim Aşktan kuruyan yüreğime Kırılmıştım hiç doğmayan güneşe Pres altında ki kalbim Sanki ayrılığın dibinde vurgun yemişti Üşüyen çığlıklarımı ısırıyordum İliklerime kadar dolmuştu acının mağmaları Yutkunuyordu ellerim boşlukta Efelenmiş ayrılığımı Matematiksel çoğaltırken Harama el sürmeyen duygularımla Tıka basa sevgiyle doluyken Kim İsterdi ki Bu AŞK’la şahlanmış ,yara bere içinde ki Yorgun, yılgın İkinci El Yüreğimi |