AYLARDAN HAZİRANSA
gözünü sevdiğim, ocağına düştüğüm
ey ucu-bucağı belirsiz öfke ey tanrıça ve yangın her kim ise karanfile su veren ikizidir tanrının varsayalım: her sözü bir tırtıl gaspediyor varsayalım: yarasalar sürtünüyor ömrüme ama beri yandan da haziransa aylardan feriştahı gelse kâr etmez artık gangsterler günü rehin alamaz göle tutarım yüzümü ayna yerine sağ yanım: usul yağmur sol yanım: deli rüzgâr kuşları sevmeye kalkışsam çocuklar alınacak, biliyorum çocukları sevmeye kalkışsam bu sefer kuşlar yepisyeni her gülüşüm gayretle eskitilir bu şehrin kösnümüş akşamlarında çapraşık duygularla gamlanır kalbim mağdur olmak kalır bana mağrur adamlara karşı kanaya kanaya diyesim şudur: aylardan haziransa elden ne gelir o usul yağmurla bir yetinirim o deli rüzgârla pür yekinirim sağrısından kurşunlanmış atlar gibiyken (*): "Eksik Kırlangıç" kitabımdan |