Eski Bir Şiirimden Merhaba (Erguvan Yalnızlıkları)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın oldukça eski sanıyorum 2009 lardan bir şiirim dün gece rüyamda bu şiirle ilgili şeyler gördüm
ve paylaşmak istedim hepsi bu ... Kanayarak geçti kırlangıçlar Yorucu bir hayatın kanatlarından Sanki bir şehri terk ediyordum Bir ölü yağmur uğurladı beni Yakamoz çiçeğinin sokak başında -güle güle git- dedi -özleyeceğim- Ey ömrümün hazin günleri Hatırladıkça sizi Paslı bir keman gibi ...titreyeceğim... gitmeye başladım... Duvarları çöpe taşıdım Tavanları kör kuyulara Geçtiğim sokakları ateşe Kırlangıçları bulutlara attım üşüdüm sonra Hatıralar odasında, uykuya yattım. Uyandığımda yüzyılı beş geçiyordu... Bir Şubat anısı taş oluyordu Kasımpatılı bahçenin yanında Durdum...yorgundum...kuzeye yöneldim Bir kadın uzun salonda koşturuyordu Ellerinde liseli kitaplarımla Gözlerini gözlerime tuttu Parçaladı hatıraları Azalan al yuvarlarım ve Bütün sevdiklerim Beni unuttu Siyah gülleri siyah geceye serdim Yüreğimi çıkardım yüreğimden Şahmerana verdim... Balkonda kahvaltıyı selamlayan çiçekler Akşam sefalarını artık görmeyecekler Nuh’un gemisine koştum Mahşerimin hikayesini yazmaya Yarım kalan vedaları uğurladım Trenlere mor bir duman giydirdim Ey hüzün yıllarımın mahşer gülleri Size Şahmerandan selam getirdim... Dar bir sokaktan çıktım dar bir sokağa geldim Bir duvara oturdum Gözlerimin takıldığı balkonda Bir masa üç sandalye Leylakların ağladığı bahçede Fotoğraflar yapıştırılmış bir çocuk yüzü pencerede... Yüreğimden bir şarjör sesi duydum Yıllar sonra Erguvan yalnızlıklarında kayboldum... Ayşegül Aşkım Karagöz |