OLMADIK YERLERDE, OLMADIK ŞEYLER
Aklımdan deli gibi şiirler akıyor
Dilimi, bacaklarının arasında gezdirirken… Hissedebiliyorum… Bütün gözeneklerini, bütün oluşumları. Varoluşu, yaradılışı sorguluyorum hiç olmadık yerde. Ve Hiç olmadık yerlerde aklıma geliyor bazı şeyler… Tenin kokuyor… Ama daha önce hiç almadığım bir koku bu. Sanırım cennette böyle kokuyordur… Dilim vücudunda nüfuz ederken ıslak ve aşkla, Aklıma düşüveriyor sonsuza kadar yanımda olmayacağın Ve Bu düşünce beni birden aydınlıktan karanlığa düşürüyor. Öyle bir karanlık ki bu… Öyle bir pis bir şey ki bu karanlık… Susuyorum. Lanet okumuyorum… Dalıp gidiyorum… Derinlerin’de daha derinlerine… Dipsiz karanlık bir kuyuda buluyorum kendimi. Adım attıkça daha derine düşüyorum Kokun hala burnumda ama Hala hissedebiliyorum cennet kokunu. Sonsuza kadar yanımda olmayacağın düşüncesi İçimi kemiriyor…. Kalbimi parçalıyor… Canımı alıyor… Beni dürtmenle kendime geliyorum Baktım, gördüm o gözlerini yine Yine karanlığım aydınlanıyor… Bir gülümsemenle karanlık kalbimi, gül bahçesine dönüştürüyorsun. ‘’İyi misin? Daldın gittin?’’ diye soruyorsun bir de Kafa sallıyorum ‘’iyiyim’’ manasında Ve Gözlerinden öpüyorum seni Cennete dönüyorum tekrar… İçim gül bahçesi, suratım güler yüzlü, karanlığım aydınlanmış bir şekilde Hiç konuşmayıp, Yorganın altına girip, Dilimi konuşturuyorum sana… Konuşmaya da zaten gerek yok Bakışlarımdan anlarsın sen Ne demek istediğimi… İnlemen kesildiği zaman Yorganın altından çıkıp, kalbine koyuyorum kafamı. Ne kadar sert ve hızlı atıyor kalbin… Sanki bana bir şey söylemek istiyor kalbin… Daha bir dikkatimi açıp dinliyorum Kafamı daha bir bastırıyorum göğsüne… Hafif bir ses Daha dikkatli dinliyorum ve sonunda Kalbinin bana söylemek istediğini duyuyorum ‘’Sonsuza kadar senin olmayacağım’’ |