619
Yıl doksan’lı yıllar
Ohal’li yıllar çocuktum Daha on onikisin’deydim Bir’de sivil polis dolmuşu vardı Plakası 56 bilmem 619 du 619 o kadar işlenmiştiki korkularımıza Gördüğümüz an kaçar saklanırdık Mahallenin çocuklarıyla beraber O hal vardı korkardık polis’ten Suçumuz olmamasına rağmen kaçardık Çünkü gözlerimizle görmüştük 619 plakalı dolmuşun içine giren Polisten dayak yemeyen çocuk yoktu O hal vardı ben işçi emekçisi Bir babanın oğluydum yoksulduk Birde bende beş yaş küçük kardeşim vardı Sabah ezanıyla beraber elimize çuvalımızı alıp Geceden kalma bira,kola kutularını toplardık Çöpleri karıştırıp karton kağıt toplar Eskicide satardık öyle geçinirdik Saat yedi eve gelirdik annemin hazırladığı Tabakta birkaç dilim peynir ekmekle kahvaltı yapardık Zeytine hasrettik soframıza lükstü İş bitermi fakir için annemin akşamda buzluğa koyduğu Aleminyum altı adet tas’tan buzu sırtımıza yükleyip Çarşı pazarda lokanta ,lokanta dolaşıp Abi buz lazım’mı diye satmaya çalışırdık Gün gelir’diki o buzlar çocuksu sırtımızda erir Yamalı kemersiz pantolumuzu sırılsıklam ederdi İçimiz üşürdü buzdan sızlardık Eve dönerdik satamazdık o kahrolası kaç kuruşluk buzu Güneş doğuda doğardı ama hep batan çocukluğumuzdu O halde hiç bisikletimizde oyuncağımızda olmadı Çünkü aklımızda hep 619 nolu plaka vardı korkardık NEYSE... Boyacı sandığım vardı ayakkabı boyatırdım Elimde yırtık bir terlik abi boyatıp cilalayımmı kundurayı der.. Kahve kahve dolaşırdık akşam ezanına kadar Eve döner kazandığımızı annemizin eline koyardık... Doğru dürüst bakkalın yolunu bilmezdik Sahi çikolatanın şekerin tadı nasıldı anne Hiç becerememişti dilim bakkal amca demeyi Çünkü yarım yamalak türkçem vardı köylüydük Bayramlarda umrumuzda değil en güzel bayramlarımız O halde polislerin kapılarımıza dayanmadığı geceydi O hal de olmasa zaten fakir yaşamımız o haldi Aklımızda 619 nolu plaka ve polis korkusu vardı Çocuktuk yıl doksanlı yıllar Yine günlerde bir gün cumartesi Ben ve köylüm çocuk omuzumuzda boya sandığı Hani çocuktuk cesaretimizi toplayıp Polis bize ne yapacak ki deyip polis lokaline gittik Ayakkabı boyamak için... Girer girmez karşımızda sarımsı bir polis Gür bıyıkları anlarsınız zaten siz ayağında postalı Bizi bir odaya almazmı indirin omuzunuzdaki sandığı Ağza alınmayacak hakaretler dilim varmıyor :(( Beni ve köylümü karşı karşı koydu Biribiriniz tokatlayın diye bağırıyordu yalvarıyorduk Allahın adını anarak polis abi kurban olalım diye Bizi sal bizi bırak ağlayarak yanaklar parmak izlerimiz Ben ve köylüm birbirimiz yavaş tokatlarken Devreye postalı giriyordu yarım saat sürdü bu işkence Tabi bu arada ekmeğimiz boya sandığımız param parça Ve bir kaç gün bizden ses çıkmadı evden çıkmadık Bir sabah köylümün kapısına gittim Yenge çağır şu oğlunuda biraz konuşalım :(( Bir de ne duyayım oğlan dağa çıkmış İntikam peşine gitmiş yediğimiz dayağın Yıkılıp kaldım ah be yapmayacaktın bunu O hal diye bir kendini bilmezin yüzünde Dağa mı çıktın... :((( Zaten çocukluğum olmadı o halde Sende sonra adam yüreğimde olmayacak Şimdi ben nasıl unuturum 619 nolu plakayı Çektiğim tüm acıya rağmen Kendini bir bilmezin yüzünden Ne vatanımı sevmekten vazgeçtim Ne de toprağımı öpmekten...Mem |
Kalemin daim olsun
___________________________________Selamlar