KOPUP DA GELDİĞİM HANGİ YILDIZ İSE...
Kipler çoğaltıyorum aklımın tarhında,
Peşine düşüyorum kesilen ahkâmların Belli ki ölüyorum Tanrım, Üstelik ölüm ertesi bir ölüm: Yine zikrimde sen yine kınımda rahmet Hele ki sen iken esirgeyen. Kıyama duran iç sesimden muzdarip, Külliyen yalan demelere muhalif kim ise Soluklanıyorum kara pencerede: Evrenin tokadı gibi kapanan kapılardan geçmek istiyorum: Ne çare? Ne mümkün, demelerin yorgunuyum: Aklımın çakıl taşlarına denk düşüyor evrenin kini Ben ise boyutsuzluğumun kucağında, Sancıların mağduru: Keyfi yazmadığımı bil hani sen iki gözüm, Başımın tacı yine evrenin hâkimi, Gönlümün sureti. O yangın ki, Arda kalan bir iskelet yine Görünmezin indinde, Bir sabır taşıyım hani Belki de körelmiş bir nimet, Kâinat zaten itham yüklü Olmasa idi keşke yalnızlığın asalet ile nikâhı! Öyle ya, hüznüme nasıl sahip çıkardım Belki de ermeyeceği kerametin bedellerini ödüyor İnsanoğlu. Yorgunluğu zümre bilmekse; Aşka tutku diyenlere inat Bir de evrenin yaratılışına biat: Keşke çoğalsam eksileceğime; Keşke üresem ölen hücrelerimden Keşke kanıksalar tek kişilik hücremi de İlişmeseler masumiyetin tınısına: Belki de seçkin bir imgeyim nezdinde bilinmezin Üstüme bol gelen mi yoksa Peşrevi evrenin? Bir de yükümlü ise sevgiye nazire eden alay’dan, Kopup da geldiğim hangi yıldızsa Keşke serpsem elimdeki son nimeti, Bir de meşkine doyamadığım Mazlumun ah’ını duysa ölü yanım: Ölümden kasıt olmamalı mahremim, Gönül gözünde yorgun bir izlek tadında sadece Hâkimi evrenin Ve kenetlendiğime delalet mademki Sözcüklerin rahvan koşusu Yine de duymazdan gelen kim ise Hele ki fısıldarken nedamet denen besteyi kulağına Ama usulca ama yalan yanlış. Yeter ki çevirme beni son açtığın kapıdan; İzin ver de geçeyim: Ha lahitte bir ceset Ha yazılmamış bir şiir Bir de cahil cesareti iken biçilen kisve. |
Tebriklerimle Yildiz Hanim, sevgiler sunuyorum...