Zayıf olsa da bedenim Sağlığım yerinde Cildim temiz ve parlak Sayende çok şükür Aşk ile inanç ile Yardımıyla dostlarımın Kendimi toparlayarak Kanseri tümüyle yendim...
Yerinde zihnim bedenim Aşk olmasa Değmese doktorun eli Olmasa güzellikler Kimse sevmeseydi beni Biter miydi ki derdim; Kavanozda turşu gibi Erir çürür giderdim...
İnanmazsınız belki Arıkuşları uçuyor şimdi Evet şu an, İşte şimdi, geceleyin Onların da rengârenk Düşlerime gireceği Ölümsüzleşeceği varmış...
Ve ömrü herkesin Hayâllerin genişliği Düşlerin Uzadığı yere kadarmış Ve iyi ki aşk varmış Aşk varmış sevgili...
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 23.29
İN VE CİN
Yokluğun ağır bastığı Hasretin çığır çığır Her gün yeni Oylumlar açtığı Çekilmez bir zamandı Islanırdı baş yastığım...
Aklım uçar gider Beynim darmadağın Esintisindeydi Amansız kasırgaların Tayfunların, hortumların...
Tufan denizini geçtik Gagasında Yemyeşil bir zeytin dalı Her sabah bana Bir beyaz güvercin...
Oysa gerçekte Kimse görünmüyor ortalıkta Top oynuyor Yüreğimde in ve cin..
Peki Sen Hanya’da ben Konya’da Şu ufuktaki Çiçekli kır bahçesinde Oynayan çocuklar kim İnip kalkan tahterevallideki?!
Ya o akasyalar açarken O ağacın altında Dönüp bana bakan Açan monolya, ful çiçeği?!
Hâlâ yürek yakan Baharla burnuma tütensin Düşlerim boşluğa asılı Sen uz/ayda yitensin...
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 22.49
EGO TRENİ
Kimisi çok yavan Kiimisi çok kakavan Kimisi de nadiren Haklı olarak tavan yapıyor Ego işte bunun adı Dağdan düze Düzden doruğa iner çıkar Bir Edirne bir Van yapıyor!..
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 21.49
Gülümseyen Esintiler : AŞKHANE
İtiyor beni itiyor Ayağım çekmiyor sana Aynı kutuplar gibiyiz; Bir adım gitmiyor sana!
Benim seni sevmem için Arada terslik olmalı İki kişilik bir oda Aşkhane derslik olmalı!
Seviyorsam için için Cahilim ben sorma niçin Belki suçun hepsi senin Belki de tek benim suçun!
Nedir ki beni küstüren Ders ver bana aşk üstüne Gel sen aşkı öğret bana Kaşın gözün başüstüne!
Güzel olmaya güzelsin Kendi halinde gezersin Sebebini bilen yok hiç Bilmem ki niçin üzersin?!
Yaz doktor yaz bir reçete Al şu ilacı kulan, de Aşk derdine ilaç olsa Kel başa sürer bunu, de!
Yaz aşık yaz bir reçete Yoksa kâğıt, al peçete Yoksa ilaç bana yollan Kapkaranlık bir gecede!
Geceler derdime ilâç Ellerim eline muhtaç Gecelerce yıldızyıldız Gözlerinden düşmez bu taç!
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 21.27
MİNAREYİ ÇALANLAR
Üzgünüm, hem de çok Artık minaredeki ezan sesi Hiç güzel şeyler anımsatmıyor Sessizlikte şiir benim ibadetim...
Oysa benim dedem de bir imamdı O Kuran alıp eline, Allah satmıyor Kimse üzülmez Kuran öğretirken çocuk düzülmez Çoook çok eski bir zamandı?!
Nerede şimdi o günler Minarenin kılıfı var Kurslar kurs olmaktan çıktı Çocuk düzme sınıfı var...
Ey sapık, sabık imam efendiler Ben sizleri duyuyorum Sizler de beni duyun Ya hiç ezan okumayın Ya da çocuklara bir daha dokunmayın!
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 20.08
B/AĞLAMALAR
Dört bağlamam var elimde İkisi dut, biri maun, biri ceviz Hepsinin de özelliği Birbirinden farklı Biri re’den kesme Biri yaprak, kısa saplı Birinin teknesini dedem oymuş Öyküsü de sapı gibi uzun, dut...
Birinci varken ikinci İkincide üçüncü Üçüncüyü aldığımda Dördüncüsü yoktu...
Fakat en sevdiğim Son aldığım bağlama Ceviz ağacından oyma; En güzel ses En güzel işçilik Estetik, zerafet onda Sapında nokta nokta Sedef kakma!
Hükmü kalmadı diğerlerinin Asılıyor duvarda Eski sevgililer gibi Adı yok kendi var Kendi yok adı var da?!
Son aşkım gibisin ceviz Ağlama ağlama Düşmüyorsun elimden Dilimden hiç Bilemem artık seninle ben Kozlarımızı nasıl üleşeceğiz?!
Şaban AKTAŞ 28.04. 2017
HEM VAR HEM DE YOK KAPISI
Bana verdiğin hüzünü, başka hiç kimse veremez Gördüğüm kadar yüzünü, başka hiç kimse göremez!
Dolgun buğday bir başaksın, bırak gözümden yaş aksın Göğe erdirsin yeşertsin, sana kimse el veremez!
Sana açık tek kapısı, hem var hem de yok kapısı Güle benzer aşk kokusu, başka bir çiçek veremez!
Yürek dediğin bu yapı, topu topu tek bir kapı İçimde hep o gül koku, b/aşka bir çiçek giremez!
Hasrete düşen ne yapar, yalnız düşer, yalnız kalkar Aya bakar, güne bakar, tam yirmi yıl oldu şimdi
Aşk zamanı öldürüyor, gül ömrünü solduruyor Yaşla gözü dolduruyor, aşk sarnıcı d/oldu şimdi
Sen bu yoldan geçmiyorsun, eğilip tas içmiyorsun Her gelene geç diyorsun, yağmur başa kaldı şimdi
Aşkın yolu kervan yolu, kervan kervan ipek dolu Saçında yol uzuyor mu, aşk bir tarih oldu şimdi
Her yolun bir yolcusu var, yolcu/su var, hancısı var, Kervanı bir hancı sular, sancıların yoldu şimdi
Gözlerin sarnıç çukuru, geçilmez yollar kupkuru Aşkım var sana dupduru; göz göze göl oldu şimdi!
Göz gözü çeker söz sözü, ateşle su aşkın özü Aktaş’ın boş kalmaz gönlü; gözüme gül doldu şimdi!
Çöller de göl oldu şimdi Çöllerde gül oldu şimdi..
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 10.13
Bazıları sadece esin perisi olarak yaratılmışlardır; isteseniz de dokunamazsınız! ş.a.
UZUN HÜZMELER
İstemez miyim hiç İsterim elbet Senden bir ses Bir sessizlik Sessizlik içinde Gıpta ile gülümseme Yine yüz yüze Gelebilsek keşke?!
Belki bu yüzden Sönmedi hiç Yaktığın uzun farlar Baktığın uzun uzun, Yanık bıraktığın Hüzmelerin İçten ve derin Gözümü süzmelerin, Yerleşti içime Kaş göz Kirpik kirpik En güzel dikenlerin...
Şaban AKTAŞ 28.04.2017
EL İNSAF
Yok bu pezevenklerin insafı Gericileştirmek için insanları Bir numaralı yazar oluyor Bir anda, Okutuluyor bedava, herkese Beyinsiz gerzeklerin en safı, Onun için Hiç kulak asmıyacaksın Yoksa sağırlaşıp Sığırlaşırsın giderek, Tıkayacaksın kulağını Yüksek perdeden her sese!
Şaban Aktaş 28.04. 2017
HÜZÜNLÜ BELKİLER
Bir yudum sevgi Her canlı sevilmek ister Her insan gibi...
Sevgi doğamızda var Sevgi duamızda var Belki de o yüzden Karlı dağ gibi Başımızda Dolanıp duran şu Nisan bulutu...
Belki de bu yüzden Kurudu mu toprak Kurur insanın ruhu Dökülür yaprak yaprak..
Belki yine işte bu yüzden Yağmur duasına çıkar insanlar Kurumuş dere yataklarından Çakıltaşları toplayarak...
Demek ki Suda yıkanmış taşın da bildiği var Ağlayanın yaşını sildiği kadar, Acaba hepsi bu kadar mı Yoksa daha gerisi var mı?! Görüyor musun şimdi Nasıl hissediyorum kendimi?!
.. Peki bunların hepsi Senin bana öğrettiğin Hüzünlü şeyler değil mi Hüzün göğe çıkan bulut Yere düşen yağmur Kaybolan yüzün değil mi?!
Belki o belki bu belki şu Hepsi bekleşiyor mu Hepsi birden Yağmurla denkleşiyor mu?!
Yağ sevgili yağ Yağ ki her yan bağ olsun Yağamayan aşk Yanardağ olsun!...
Şaban Aktaş 28.04.2017 - 09.30
4. MURAT BOZUNTUSU
Hey 4. Murat bozuntusu Çal, yalan söyle döv, ceza yaz vur öldür; nasıl içmeyim lan?
Her görevli kendine yapacak bir iş bulur, varlığından haberdar olunsun?!
STERİLİZASYON
Yaz günü Temmuz Ağustosun Bunaltan sıcağında, Tepeden tırnağa Ferahlığı serin suyun Duşun altında çırılçıplak Arınmışlık duygusu!..
Anadan doğma Ağız, buru, dil Çalkalanmak sularla tertemiz Derin mavi göle dalmak Hep seninle kalmak Çok tatlı bir doyumsuzluksun...
Aşka benzer biraz bu Sevgili, farkı şu, Yıkar iken sağanak hüzün Gözyaşı ılık ve tuzlu Damla damla ikisi birden Arındırır tini, teni Senle beni; Benliğimi kirden? İliğiğime kadar işleyen su Huşu içinde sırılsıklam Aşkla sana Minnetle sana şükran duygusu...
Aklında bulunsun; Su ister sıcak İster soğuk olsun su Aşk yakar, gözyaşı yıkar Aşk ile ateş ay’lı kapıya Hasretle su iki ay’rı gözden çıkar...
Sen hiç uyuma Aşk ölümsüzdür Gözlerini hiç yumma Güneş bir batar bir çıkar Senin de benim gibi Gözlerin iki; ay ve güneş İki iken bir sevgili; ay güneş ve su...
Şaban Aktaş 27.04.2014
Sahtekâr değiştirmez niyetini, Yetmez yalvarmak Tanrıya, Ödemek gerek diyetini! Ş.A.
Asker kaçağının adı Mert, yalancının soyadı Güven! Haydi gel bu ülkeye güven! Asla!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞK VARMIŞ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞK VARMIŞ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yaşadıklarımız, bizi olgunlaştırır. Olgunlaştıkça da bakış açımız farklılaşır. Eskiden göremediklerimizi görür, gördüklerimize ayrı ayrı anlam verir oluruz. Bir günün içinde yaşadığınız ruh hallerinizi yansıtan mısralarda benliğinizi sergiliyorsunuz aslında. Hayata bakışınızı, Sadeliğinizi, Kabullenmişliklerinizi, Kabullenemediklerinizi, İsyanlarınızı.... velhasıl insanlığınızı sergiliyorsunuz. Tüm insanlığın insanca hayatta kalabilmesi adına yazdıklarınız için teşekkürler....
Bir günün içinde yaşadığınız ruh hallerinizi yansıtan mısralarda benliğinizi sergiliyorsunuz aslında. Hayata bakışınızı, Sadeliğinizi, Kabullenmişliklerinizi, Kabullenemediklerinizi, İsyanlarınızı.... velhasıl insanlığınızı sergiliyorsunuz. Tüm insanlığın insanca hayatta kalabilmesi adına yazdıklarınız için teşekkürler....